YAŞANMIŞ GÜLNAR FıIKRALARI-2
|Derleyen: F. Saadet Bilir
Gerçemek, Kasım-Aralık 2007Yıl: 1, Sayı: 6, Sayfa: 12
Yerin Zımmına Gir
Kocasının huysuzluğundan ve her konuda deyintisinden çok dertli olan bir kadın, ona, “Benden bir karış öte gitsen sadaka vereceğim,” demiş. Adam, bir gün iş için Silifke’ye gitmiş. İşi bitince karısına, “Daha gideyim mi?” diye haber salmış. Karısı da ona, “Yerin zımmına gir de bana görünme,” diye haber göndermiş. (Emine Bahar)
Gün Yüzü mü Gördüm?
Karısının, sürekli olarak, “ Seni aldım da parmağım bala mı battı sanki, gün yüzü mü gösterdin bana,” diye yakınmasından usanan adam, bir gün eve çok miktarda süzme bal alıp gelmiş. Karısının on parmağını birden bala batırıp hemen dışarı çıkarmış onu ve ellerini güneşe tutarak, “Bak işte sana hem gün yüzü gösterdim; hem de elini bala batırdım,” demiş. (Mustafa Ülkü)
Sen Bir Dur
Tembelce bir kadın, çalışmaya üşenip yapması gerekenleri sayıyormuş, “Ahır var kürünecek, süt var bişecek, aş var gaynatılacak, çocuk var altı alınacak, namaz var gılınacak…” Sonra da hemen, “Aman namaz, sen bir dur ya!” demiş. (Mustafa Ülkü)
Muska
Tahtacının birinin karısı hastalanmış. Adam, ünü çevreye yayılan bir hocaya gidip muska yaptırmak istemiş. Bir iş için başka yere giden hocanın yakın bir arkadaşı, muziplik olsun diye, gelen tahtacıya, kendisini aradığı hoca olarak tanıtmış. Onun, karısının iyileşmesi için muska yaptırmak istediğini öğrenince, tahtacıya muska yazmak istemeyen hocanın arkadaşı, bir Kâğıda, “Muska yazılır mı yakanın kıptisine, cenazesine itler köpekler toplansın, avradının budu ayrılsın, şıhı avradsız kalsın,” diye yazmış, vermiş. Olacak ya, kadın iyileşmiş. Karısı hastalanan bir başka tahtacı, yolu hocanın bulunduğu yöreye düşünce, gidip onu bulmuş, ama bu kez karşısındaki gerçek hoca imiş. Bir zaman önce yazdığı muskanın aynısından karısı için de yazmasını istemiş. Hoca bunda bir iş olduğunu anlamış. Tahtacıya, “Yaşlılığımı bağışla, ne yazdığımı hatırlayamıyorum, muskayı getirirsen, sana da yazarım,” demiş. Getirilen muskayı okuyan hoca bu kez, “Bu muskayı yazan hoca öldü, onun ağzıyla olsaydı şifa verirdi, ben yazamam,” demiş. (Mustafa Ülkü)
İyileşmeyen Yara
Adamın biri bir türlü iyileşmeyen yüzündeki yara için hocaya gitmiş. Hoca, “Bunda ne var, senin elinde bir yara çıkacak, başına çok iş açacak, asıl sen ondan kork,” demiş. Adam endişeyle günlerce beklerken yüzündeki yarayı unutmuş bile. Sonunda aynı hocaya gidip elinde yara çıkmadığını söylemiş. Hoca kendisine “Bak, sen daha büyük, önemli bir yarayı düşünürken yüzündeki yara geçmiş bile,” demiş. (Gürcü İrdem)
Tilki Boğdu
Eskiden, namazı aksatmaması için gençleri sıkı denetleyen bir hocanın baskısına karşı bir genç, “Hocam diğer vakit namazları iyi de, sabah ezanını duymuyorum,” diyerek bahane uydurmuş. Hoca da ona bir horoz almasını önermiş. Genç biraz çakırkeyif olduğu bir gece, ezana yakın zamanda ötüp onu uyandırmasın diye, horozun boynunu burup boğmuş, ertesi gün de ötmeyen horoz için, “Tilki boğdu hocam,” demiş. Hoca buna inanmadığından, bir başka sabah, ezanı bu gencin evine çok yakın bir yerde okuyunca, bizimki yattığı yerden, “Aman hoca, horozun boynunu burduydum ama sana ne yapayım?” demiş. (Gürcü İrdem)