Download!Download Point responsive WP Theme for FREE!

SEVGİLİ GÜNDÜZ AĞABEY

sm.MersindeAydinOlmakF. Saadet Bilir
İçel Sanat Kulübü, Ekim 2009, Sayfa: 12-13

Size yazmak için günlerdir kendimi zorluyorum. Geciktirmeden yazmalıyım diyordum kendime. Alışmak kolay deÄŸil yokluÄŸunuza. DoÄŸanın gücünün önüne geçilemeyeceÄŸini bildiÄŸim halde kabullenmek zor…

Artık aramızda olamayacağınız, kentle ilgili çeÅŸitli konularda bize bilgi veremeyeceÄŸiniz Mersin’i düşünüyorum…Bilgesini kaybeden bir kent.

“YaÅŸadığınız kentin, kasabanın ya da köyün tarihini, coÄŸrafyasını, adını, kökenini, kiÅŸilerini ve çeÅŸitli özelliklerini merak edenlerden misiniz? Öğrenmekle kalmayıp onları derlemeyi ve yazmayı hiç düşündünüz mü? (…)

Cumhuriyete kanat geren, eli öpülesi öğretmenler, görev yaptıkları yerlerde bu bilgileri toplamış; halkbilimi ve söz derlemeleri yapmış, etnografya ürünlerini müzelere aktarmışlardı. 1920 yılında, öğretmenliÄŸe Mersin’de baÅŸlayan Ali Rıza Yalman-Yalkın,1922’de Toroslarda yaptığı araÅŸtırmalarını beÅŸ kitap halinde “Cenup’ta Türkmen Oymakları”nda yazmasaydı; hala en kapsamlı bu bilgileri bulamayacaktık. “Yurdumuzun her köşesini tanıtan yayınların hemen tümü öğretmenlerin eserleridir.” diyorsunuz Merv’den Anaypazarı’na Gülnar adlı kitabımın önsözünde… Mersin hakkındaki araÅŸtırmalarınızı düşünmeye baÅŸlıyorum yeniden.

Çalışmalarınızı uzun zamandır izlememe, adınızı çok önceleri duymuş olmama karşın geç tanıştık sizinle; on beş yıl önceydi anımsıyorum. Öyle ya Gülnar’da yaşayan, görev yapan sizin adınızı duymaz mı? 1960-62 yıllarında sizin Gülnar ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni ve müdür olarak görev yaptığınız zaman okuttuğunuz öğrencileriniz, sizden aldıkları okuma ve araştırma edinimini sürdürmüş. Okumaya her zaman önem veren Gülnarlılar o yıllarda yol göstericiliğinizden etkilenmiş; veliler önerileriniz doğrultusunda davranmış. Kısaca  Gülnar’ın bu günkü aydınlık yüzünde sizin emeğiniz var.

2001’de Gülnar Meslek Yüksekokulu’ndaki yöneticiliÄŸim sırasında, Gülnar’da çalışmış olan aydınlar ya da Gülnarlı yazarlar ve ÅŸairler ile ilgili bir dizi etkinlik kapsamında, ÅŸair Mehmet Babacan ve ÅŸair Faik UÄŸuz’la birlikte yüksekokulda sizi konuk etmiÅŸtik. Gülnar tarihine ışık tutacak bilgileri 1950’li yıllarda ilk araÅŸtıran kiÅŸi olan, Gülnarlı ÅŸair, yazar ve eÄŸitimci A. Zeki Teoman’ı tanıtmıştınız. Ayrıca 2002 yılında baÅŸlattığımız Gülnar BuluÅŸması’nda Gülnarlı halk ozanı Örenpınarlı Aşık Cemali’yi anlatan söyleÅŸide eÅŸim Ali F. Bilir’in sorularına araÅŸtırmacı-yazar DoÄŸan Atlay ile birlikte ne güzel yanıtlar vermiÅŸtiniz. Anımsar mısınız her iki etkinlikte de geleceÄŸinizi duyan öğrencileriniz okula akın etmiÅŸti. Uzak köylerden bile gelenler olmuÅŸtu sizinle görüşmek, özlem gidermek için. Her zamanki alçakgönüllü gülümseyiÅŸinizle “Aman efendim ben bu ilgiyi hak ettim mi?” demiÅŸtiniz.

Mersin Üniversitesi öğretim üyesi yazar Orhan Özdemir ve Ali F. Bilir’in sizin için hazırladığı “Gündüz Artan’a ArmaÄŸan Mersinde Aydın Olmak” kitabında yer alan yazımda da söz ettiÄŸim gibi, aradan geçen bunca yıl içinde unutulmayan öğretmen olmak, o yıllarda öğrencilerinize yaklaşımınızın ve ilginizin geri dönüşü deÄŸil midir? Bu kitabın hazırlandığından söz etmek, hem de orada yer alan söyleÅŸi sorularını size iletmek için, Orhan Özdemir, eÅŸi Vildan hanım, Ali F. Bilir ve ben bir bayram günü size geldiÄŸimizde Akdeniz Üniversitesinde profesör oÄŸlunuz Reha Artan ile tanışmıştık. “Noktayı virgüle çevirdiÄŸiniz” o günlerde gözlerinizdeki mutluluÄŸu görmüştüm.

Altı yıl boyunca hiç aksatmadan Gülnar Meslek Yüksekokulu’nun Mersin’deki tiyatro ve halk oyunları etkinliklerine eşiniz Fethiye abla ile gelir, öğrencilerimi yüreklendirirdiniz. Yüksekokulun öğrenci bülteni Anlam’ın her sayısını ilgiyle okur, önerilerinizi söyler, yol göstericim olurdunuz. Elinizde fazla olan kitap, dergi ve broşürlerle yüksekokul kütüphanesini beslerdiniz.

Kitaptan söz açınca, sizi etkileyen ve üzen bir konuyu da belirtmeliyim. Birçok arkadaşınızın kitaplığındaki kitapların, onlar ölünce merdiven altında, bodrumda nemden kullanılmaz duruma geldiğini görünce çok etkilenmiştiniz. Çocuklarınızın işini kolaylaştırmayı düşündüğünüzü söylemiş, son zamanlarda kendi kitaplarınızın hiç değilse bir kısmını, bazı dostlara ulaştırmaya başlamıştınız. İlgi alanımızı çok iyi bildiğinizden ne zaman evinize konuk olsak, hazırladığınız kitapları veriyordunuz. O kitaplar bizim kütüphanemizin her zaman baş konuğu oldu ve öyle de kalacak, biliyor musunuz?

Merv’den Anaypazarı’na Gülnar ve  Ortaasyadan Toroslara Gülnar kitaplarımı hazırladığım sıradaki görüşmelerimizde, beni sürekli yüreklendirmiş, yol göstericim olmuştunuz. Kırk yıl önce Gülnardaki halk kültürü çalışmalarınız bana ışık tutmuştu.

DeÄŸerli öğretmenim, Ulusal KurtuluÅŸ Savaşı’mızda Mersin’in rolü, Atatürk ve Kuvayı Milliye konularında sabırla araÅŸtırma yapmış; bilginizi kitaplarınızla, dergi ve gazetelerdeki yazılarınızla, katıldığınız etkinliklerle, radyo ve televizyon konuÅŸmalarınızla kent halkına duyurmak için çalışmıştınız. Üstelik Mersinli olmadığınız halde yapmıştınız tüm bunları. Salt tarihsel konular mı, pek çok baÅŸka konu hakkında da hiç yorulmadan çalışıyordunuz. Türkçenin güzel kullanımı, halk kültürü, çaÄŸdaÅŸ kent olma ve kentillik bilinci… Mersin Deniz Ticaret Odası’nın dergisini elime aldığım her sayıda ilk olarak sizin yazınızın bulunduÄŸu “Bir Düş müydü O Mersin” baÅŸlıklı sayfayı okurdum. Yerel tarihe ne çok önem veriyorddunuz siz. Bunlara, İçel Sanat Kulübü Bülteni’nin yayın kurulundaki özverili çalışmalarınızı; ileri yaşınıza ve saÄŸlık sorunlarınıza karşın Mersin İl Halk Kütüphanesi’nin sürekli okuru olmanızı da eklemeliyim.

Birkaç yıl önce, tüm yayın ve çalışmalarınızı ve sizi anlatan bir kitap hazırlamak istediğimi söylediğimde mutlu olmuş, yazılarınızı, çalışmalarınızı toparlayıp bana vereceğinizi söylemiş; hatta bir kısmını da o gün vermiştiniz. Ali F. Bilir ile altı yıldır üzerinde çalıştığımız Abdülkadir Bulut-Kasabalı Lorca dosyası bitince başlayacaktım sizinle ilgili kitap çalışmama.

Mart ayında evinize geldiğimizde oldukça bitkindiniz. Hastalığınızdan yakınmak yerine, bizi ayakta karşılayamadığınız, kapıya değin yolcu edemediğiniz için üzüntünüzü dile getiriyordunuz. Kızınız Sibel ve oğlunuz Reha da yanınızdaydı. Oğlunuz ortaokul yıllarındaki bir anısını anlatmıştı o gün. Onun, öğretim yılının ilk aylarında sınıftaki başarısı öğretmeninin ilgisini çekmiş. Öğretmenler odasında size, sınıfında çok başarılı Artan soyadlı öğrenciden söz edince ancak sizin oğlunuz olduğunu öğrenmiş. İşte bu denli de kendini öne çıkarmayan bir yapınız vardı.

Bu görüşmemizden bir hafta sonra beni telefonla aradığınızda sesinizdeki canlılık beni çok ÅŸaşırtmış, acaba ne oldu diye düşündürmüştü. Deniz Ticaret Odası’nın kuruluÅŸunun 20. yılı nedeniyle  yukarıda andığım dergilerinde sizin yıllardır yazdığınız yazıları kitaplaÅŸtırma projesini öğrenmiÅŸtiniz. Bendeki belgeleri geçici bir süreliÄŸine istiyordunuz. Sizi yeniden eski heyecanınıza  döndüren bu olay, beni çok etkilemiÅŸti. Kısaca son günlerinizde bile çalışmıştınız. “Bir Düş müydü O Mersin*” son yayımlanan kitabınız olmuÅŸtu.

Temmuz ayında çocuklarımızın doktora eÄŸitimini yaptığı ABD’nin Florida Eyaleti’ne gelmeden önce eÅŸimle size veda etmek istemiÅŸ; yaylaya gittiÄŸinizi öğrenmiÅŸtik. İçimi bir hüzün kaplamıştı. KeÅŸke! demiÅŸtim… Sizinle özdeÅŸleÅŸen Mihrican Yaylası’nda virgülü yeniden noktaya çevirmek istemiÅŸtiniz sanki…

Yaşamınız süresince adınız gibi çevrenizi Gündüz’e kavuşturan Art(ır)an çalışmalar yaptınız.

Benim gibi pekçok kişiye örnek, öncü, rehber oldunuz. Yıllardır ipekböceği kozası örer gibi sessizce, inceden inceye yaptığınız çalışmaları değerlendirip kitaplaştırmak için geç kaldım; bunu gerçekleştirmek için çalışacağım. Öyle sanıyorum ki, Mersinliler izinizi sürecek, o bilgileri derinleştirecek, adınızı ve sizi unutmayacak; ben de.

Işıklar içinde yatın öğretmenlerin öğretmeni…

F. Saadet Bilir / 26 Eylül 2009
Tallahassee, Floida, ABD

* Bir Düş müydü O Mersin, Gündüz Artan,  Mers’n Deniz Ticaret Odası 20. Yıl Kültür Hizmeti, Güven Ofset, Mersin, 2009

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir