F. Saadet Bilir (yazar)
Basım Yılı: 2003
Yayıncı: Etik Yayınları
ISBN: 9758565095
Sayfa Sayısı: 512
Türü: Araştırma
Yayınevi Tanıtımı
Merv’den Anaypazarı’na GÜLNAR’ın kitabı, yaklaşık altı yıllık bir çalışmanın ürünü olup bugün, Toroslar’da, Gülnar coğrafyasında yaşayan Türkmen boşlarının olağanüstü öyküsünün yanı sıra, bu toplumun var ettiği kültürel zenginliklerin bir dökümünüde içermektedir.
Nereden Alabilirim?
Eren Kitap | ideefixe.com | kitap ambari.com | tulumba.com
SAADET BİLİR, EFLATUN YÜZBAŞIOĞLU, İZZETTİN ÇELİK
Bazen dağlarda çiçek ararken, ayaklarımızın altında ezdiğimiz, menekşeleri fark edemeyiz…
Yakınımızdakileri ıskalarız, dostlarımızı ıskalarız, aslında hayatı ıskaladığımızın farkına bile varmayız…
Köşe yazılarını okuduğumda, her zaman kıskançlık damarlarımı kabartan, “Ah ben de böyle güzel yazabilsem” diye iç geçirdiğim dostum Necdet Canaran elinde iki kitapla geldi…
“Kardeşlik Eflatun Hoca’nın selamı var kitaplarını gönderdi” dedi…
İşte o an, dostlarımızı ne kadar ıskaladığımızı düşündüm…
Bugüne kadar geciktiğim için özür dileyerek üç güzel insanın kitaplarından ve kendilerinden bahsetmek istiyorum size…
Saadet Bilir’den, Eflatun Yüzbaşıoğlu’ndan ve İzzettin Çelik’ten…
Ama; önce bir şeyi belirtmek istiyorum….
Bu üç güzel insan da Yeni Gazete Ailesi’nin birer ferdi…
Yeni Gazete’de onlarla aynı sütunları paylaşmak büyük bir onurdur…
… Ve söz veriyorum
Bir daha sizler için yazılarımı hiç geciktirmeyeceğim…
SAADET BİLİR
Gülnar bende her zaman “Üstü Açık Halkevi”ni çağrıştırır… “Gülnar” isimli kitap…
Gülnar kadar temiz, Gülnar kadar aydınlık günleri çağrıştıran bir güzel insanın yazdığı kitap…
Saadet Bilir yazmış, Merv’den Anaypazarı’na Gülnar’ ı…
Merv’den Anaypazarı’na Gülnar ismini taşıyan kitap Gülnar’ın geçmişinden geleceğine ışık tutan bir araştırma…
Tanımaktan onur duyduğum, Yeni Gazete’nin Gülnar Temsilcisi Ali İhsan Bilir’in eşi olan Saadet Bilir, Gülnar Meslek Yüksekokulu’nda Müdürlük görevini de yürütüyor…
Gülnar ziyaretim sırasında, Saadet Bilir’in bilge aydın kişiliği ile Gülnar’a verebildiğini gözlerimle görmüştüm…
Meslek Yüksekokulu’nun, Saadet Hoca ve öğrencileri ile ilçeye nasıl ışık saçtığını hissetmiştim…
Saadet Bilir, beynindeki bu ışıltıları kitabına da aktarmış… Aslında ‘aktarmış’ demek biraz eksik kalıyor, ‘aktarmışlar’ demek lazım…
“Neden” diye soracak olursanız, Saadet Bilir imzalı kitap, Bilir Ailesi’nin bütün fertlerinin ortak ürünü olmuş… Ailecek yaşadıkları ilçeye bir şeyler verebilmek için çalışmışlar ve Etik Yayınları’ndan bu kitabı bizlere armağan etmişler.
Gülnar sadece bilgilerle donatılmış bir kitap değil… Uzun yıllar çalışılarak elde edilen fotoğraflar, deyişler, şiirler, tarihi ve kültürel yerler, ninniler, masallar, destanlar kısacası Gülnar yaşamının bütün renkleri kitapta yer almış…
Kısacası kitap, Saadet Bilir’in deyimiyle, “Bu toplumun var ettiği kültürel zenginliklerin bir dökümünü de içermektedir.”
Saadet Bilir’in bütün birikimlerini aktardığı Merv’den Anaypazarı’na Gülnar isimli kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum…
Kitabı kitapçılardan bulup almanız için çok önemli bir neden daha var… Bu kitabın bütün geliri Gülnar Meslek Yüksekokulu Öğrenci Yurdu yapımında kullanılacak…
Bilir Ailesi, bu kitap ile gelecek nesillere kültürel bir miras bırakırken, çok büyük bir görevi de yerine getirerek, gelecek nesillerde kendileri gibi aydın insanların yetişmesine katkı koyuyorlar.
(…)
Yeni Gazete, 22 Ekim 2003, sayfa: 3
(…)
***
Gülnar Meslek Yükskokulu Müdürü, yazar F. Saadet Bilir, Gülnar ilçesiyle ilgili, altı yıldan beri üzerinde çalıştığı araştırma dosyasını oylumlu bir kitap olarak yayımlandı: Merv’den Anaypazarı’na GÜLNAR (İstanbul: Etik Yayınları, 2003,XX + 514 sayfa). 17 bölümden oluşan, fotoğraflar, haritalar vb. belgelerle, kaynak kişilerin verdikleri bilgilerle desteklenen, bu bakımlardan benzer çalışma yapmak isteyen araştırmacılara kılavuz olacak nitelikler içeren, özellikle “Halk Kültürü” başlıklı bölümüyle başlı başına özgün bir çalışma olan kitapta; Gülnar’ın yeri, konumu, tarihi; toplumsal yapısı, ekonomi, turizm, eğitim bakımlarından durumu… konularında ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır.
Kitabın, “Gülnar adı nereden geliyor?” başlıklı bölümünden bir alıntı sunuyoruz: “Gülnar adının nereden geldiğini belirten yazılı kaynak ne yazık ki yoktur. Ancak pek çok söylence bulunmaktadır. Kimine göre ilçe, adını Orta Asya’da Balkaş Gölü kıyısındaki Gülnar kentinden almıştır. Kimine göre Horasanlı Ebu Müslim’in nişanlısı Yahş Bey’in kızının adından dolayı buraya Gülnar denmiştir. Kimine göre Gül Hatun ile Nar Bey’in aşk öyküsünden gelmiştir Gülnar adı. Kimine göre Gülnar adındaki dilsiz, meczup ad verilmiştir ilçeye. Yörede gül ve narın çok yetişmesi de Gülnar adının kaynağı olmuştur başka bir söylenceye göre.” (s.13)
***
(…)
Çağdaş Türk Dili, Aralık 2003, Sayı: 190, s: 477
YÜZ AKI BİR KİTAP: “MEV’DEN ANAYPAZARI’NA GÜLNAR
Kapağında, Gülnar kökenli fotoğraf sanatçısı İsa Çelik ‘in objektifinden bir gül, bir nar ve bir Gülnar fotoğrafı olan, insana adeta uzaktan gülümseyen bir kitap ‘Merv’den Anaypazarı’na Gülnar’. Mersin Üniversitesi Gülnar Meslek Yüksekokulu Müdürü Saadet Bilir’in sekiz yıl süren araştırması 512 sayfalık bir kitap olmuş.
Ağustos 2003’te Etik Yayınları’ndan çıkan kitabın ‘İçindekiler’ başlığı altında, böyle bir çalışmada araştırılması gereken bütün konuların yer aldığını görüyoruz: Gülnar’ın Yeri ve Konumu, Gülnar’ın Adı nereden geliyor, Tarih, Sosyal Yapı, Ekonomi, Turizm kaleler, türbeler, yaylalar), Eğitim (Osmanlı döneminden günümüze), Halk Kültürü (yaşamın evreleri, törenler, mutfak kültürü, inançlar, halk edebiyatı), Sağlık Hizmetleri, Gülnar’a Hizmet Edenler, Gülnar’dan Yetişenler, Beldeler, Köyler, Gülnar İçin Yazılanlar, Gülnar İçi Öneriler.
Saadet Bilir, kitabın önsözünde şöyle başlıyor: “Gülnar’da 30 yıl yaşayacağımı, dahası Gülnar’ı tanıtan bir kitap yazacağımı söyleseler kesinlikle inanmaz, belki de şaşar şaşırırdım. Zamanla Gülnar’ı, insanlarını her yönüyle tanıma olanağı buldum Ancak, birkaç dergide yayımlanmış bireysel çalışmalar dışında geniş kapsamlı bilgiye ulaşamadım ne yazık ki…
Tarihi, yerleşimi, ilçe oluşu, Kurtuluş Savaşına katkısı, Delibaş İsyanı’nın etkisi, doğası, ekonomisi, folkloru hakkında bilgiler birbirini tutmuyor. Canlı kaynaklar bir bir tükenmeye başlamış Yazılı kaynakların yetersizliğinden, bir süre sonra Gülnar’la ilgili pek çok bilgi de toprağa gömülecek…”
Sonra da kitabın serüvenini anlatıyor. Başlangıç noktası, bir süre Gülnar Meslek Yüksekokulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışmış olan Semihi Vural’ın o dönemde başladığı araştırmaları topladığı dosyası ve yüreklendirmesi olmuş. Kaymakamlık arşivinden ve çeşitli yayınlardan bulup çıkardığı yazılar ile Gülnarlı araştırmacı yazar, eski Mersinlilerin de çok iyi tanıdıkları Zeki Teoman’ın araştırmaları da yazılı kaynaklar olmuş çalışmasında. Sonrasını ise tüm yöreyi adım adım dolaşarak bir araya getirmiş. Bu çalışmayı yaparken Saadet Bilir’in bir yandan da okul müdürlüğü ve okutmanlık görevini titizlikle yürüttüğünü biliyoruz.
Yazar, alçakgönüllülükle anlatıyor çalışmanın evrelerini ve öylesine vefalı davranmış ki… Yalnızca yazılı belgelerle destek olan kişileri değil, gittiği her köy evinde kendisine bilgi veren, her aşamada yardımcı olan herkesi anmış kitabında.
Kitabın başında, Mersin ile ilgili araştırmalarından tanıdığımız araştırmacı yazar Gündüz Artan’ın, kentlerle ilgili bu tür çalışmaların önemini dile getiren ‘Gündüz Artan Sunusu’ başlıklı yazısının yer almış olması da araştırmacı yazarların birbirlerine ve onun da ötesinde toplumun onlara değerbilirlikle yaklaşmalarının, gelecek çalışmaların yollarını açma bakımından yararını ortaya koyuyor.
Kitap, kendini çok rahat okutuyor. Kent ve çevresi ile ilgili bilgilerin yanı sıra hayat öyküleri, şiirler özdeyişler ve daha nice folklorik öğeler çıkıyor karşımıza. Eski ve yeni fotoğraflar ve harita da unutulmamış. Edebiyat öğretmeni olan yazar, Türkçenin inceliklerini de yansıtmış kitabında. Bunda, öğretmenliğin ötesinde Saadet Bilir’in yaptığı işlerdeki mükemmeliyetçiliğin de payı büyük olsa gerek.
1997 yılında Mersin Liselileri Derneği’nin Gülnar’da düzenlediği bir etkinlik kapsamında tanışmıştım Saadet Bilir ile, Gülnar Meslek Yüksekokulu ile öğrencilerinin çıkardığı ‘Anlam’ dergisi ile. İnsanların birbirlerini tanımaları için uzun beraberlikler gerekmiyor; bazı dostluklar bir anda kuruluveriyor. O Gülnar gezisinde Saadet Bilir ve eşi Ali İhsan Bilir ile de bu günlere varan böyle bir dostluk oluşuverdi aramızda.
Aydın, çağdaş, ilkeli bir gençliği tanımlayan ve özverili bir emekle çıkarılan ‘Anlam’ dergisinin hâlâ yayınlanıyor olması ise memnuniyet verici. Derginin bu çizgisi de muhakkak ki Saadet Bilir’in eseri.
Gülnar kitabı, yine Saadet Bilir’in öncülüğünde Ağustos 2003’te ikincisi düzenlenen ve Gülnar’dan yetişmiş birçok kişinin katıldığı ‘Geleneksel Gülnar Buluşması’ etkinliği kapsamında okuyuculara ulaştı.
2002yılında düzenlenmiş olan ‘Birinci Geleneksel Gülnar Buluşması’ etkinliğinde Mersin Lisesi öğretmenlerinden Samiye (Kandemir) Sakaryalı da, Gülnar’a çok hizmeti geçmiş bir Gülnarlı olarak, ‘onur konuğu’ idi. Kitaptan elde edilecek gelir ise Gülnar’daki öğrenci yurdunun gereksinimlerinde kullanılacak.
Kitabın önsözü, “Kitabımın yazılış serüveninde hep yanımda olan hayat arkadaşım Ali İhsan’ın çok ayrı ve önemli bir yeri var. Telaşıma, kaynağa ulaşmadaki sevincime, umuduma, yorgunluğuma tanık olan, sabırla beni dinleyen, eleştiren, moral veren kişidir o. Sevgili kızım Defne ile çevre, doğa, köy fotoğraflarını da çektiler. Sevgili oğlum Kuzey ise uzaktan beni yüreklendirdi hep. Şanslı olduğumu düşünüyorum böyle bir ailem olduğu için.” sözleriyle bitiyor.
Bu sözler, Saadet Bilir’in, önsözün başında belirttiği ‘Gülnar’da geçen otuz yılın’ anahtarı olsa gerek. Daha nice yıllara ve başarılara…
İçel Sanat Kulübü, Mart Nisan 2004, Sayı: 127, s: 44-45
Folklorculuğun Kitabı
Toplumu farklı yönleri ile bütün maddi ve manevi değerler örgüsü içinde bilinmeyen geçmişten bu güne kadar birikimini araştırmayı amaçlayan bili folklordur. Ancak folklorun tam olarak “ne olduğunu ve sınırlarının kapsamını açık olarak ortaya koyan ve üzerinde uzlaşıma varılmış bir tanımı yoktur.”
“Folklorun hem halk kültürü, hem de bu kültürü araştıran bilim dalı anlamına gelmesi, ayrıca “folklor”un bütün dünyada öncelikle geleneksel halk danslarını çağrıştırıyor olması nedeniyle bu bilim dalına zaman zaman farklı adlar önerilmiştir.” Ancak önerilen birçok kavram arasından üzerinde uzlaşılmış bir tanıma varılamadığından ‘folklor=halk bilimi’ olarak yaygın olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
Etimolojik olarak folklor, “Lor[‘lore’: bilgi, bilim] ‘sanatsal iletişim’ olarak tanımlarken, ‘küçük gruplar kavramı’ ‘folk’ teriminin kullanımına bir son vererek onun yerine geçmiştir.”
Halk kültürünü çeşitli yönleriyle incelemeyi amaç edinen folklor, diğer birçok bilim dalında olduğu gibi ülkemize geç ve Batı etkisiyle girmiştir. Osmanlı’nın dağılma sürecine girmesiyle ulusal bir devlete doğru adım adım gidilirken folklor bilimini ilk fark edenlerden birisi Ziya Gökalp olmuştur. Ülkemizde fiilen ilk sosyoloji okutan ve buradan hareketle sosyolojiyi bu ülkeye getirdiği varsayılan Ziya Gökalp’in sosyoloji ile birlikte folklor ile de ilgilenmesi önemlidir. Gökalp folklor kavramını, Halk Bilgisi, anlamında kullanmış ve Halkiyat olarak çevirmiştir.
Toplumların kültürel birikimlerini somut olarak görmek bakımından son derece önem arz eden folklorun bilgi toplama alanları şu başlıklara indirgenebilir:
1. Yerleşim yeri ile ilgili bilgiler.
2. Halk dili ve halk edebiyatı(ad verme, halk etimolojisi, ağızlar, lehçeler, değişik konuşma ve anlaşma hareketleri vb.)
3. Anonim halk edebiyatı müntesipleri ve örnekleri.
4. Aşık ve tekke edebiyatı örnekleri.
5. Halk dayanışması, yardımlaşma ve eğitim faaliyetleri ve kurumları.(ahilik, dini kurumlar, imece, komşuluk, misafirlik, vakıflar, zekât hayır işleri, türbeler, tekke ve zaviyeler vb.)
6. Halk müziği(özellikleri, türleri, halk çalgıları).
7. Halk sanatları ve zanaatkârları(geleneksel el sanatları, giyim, kuşam, yeme içme eğlenme vb. işlerde kullanılan aletler ve bu aletlerin yapımları, taştan, topraktan, ağaçtan, metallerden ve deriden yapılan mamuller vb.)
8. Giyim kuşam ve süslenme adetleri.
9. Halk mimarisi, sivil mimari, (evler ve bölümleri, evlerin döşenmesi, kullanımları, halk mimarları ve yapı ustaları ile bunların yetişmeleri vb).
10. Halk mutfağı(yiyecek ve içecek türleri, yapılışları. Belirli gün ve törenlere has olarak yapılan ve hazırlanan yiyecekler ve içecekler ve bunların korunması ve saklanması, mutfak araç ve gereçleri, sofra elenek ve görenekleri vb).
11. Hayatın dönüm noktaları ile ilgili gelenek ve görenekler(doğum, sünnet, evlilik, askere uğurlama ve karşılama, ölüm ve hastalık, hacı uğurlama ve karşılama).
12. Halk bilgisi(halk hekimliği, veterinerliği meteorolojisi, takvimi, hukuku, matematiği, ekonomisi, ölçü ve tartısı, taşıtları, iletişim mekanizmaları vb.)
13. Bayramlar, törenler, kutlamalar(dini bayramlar, milli bayramlar, kutsal aylar, haftalar ve günler, Hıdrellez, Nevruz, Ramazan ve Kurban Bayramları vb.)
14. Halk inanışları(yıldızlar ve gök cisimleri, ziyaret yerleri ve kişiler, belirli günlerde ziyaretler, dinî ve örfî adet ve inanışlar, nazar, rüya, büyü, fal, şans vb.)
15. Oyunlar, eğlenceler ve spor(çocuk, genç ve büyüklerin oynadıkları oyunlar, kutlamalarda ve bayramlarda oynanan oyunlar vb).
16. Halk oyunları(oyunların meydana gelişi ve hikayeleri, çeşitleri, oyunlardaki giyim ve kuşam, kullanılan çalgı ve müzikler, oyun oynama zamanları vb.)
17. Halk önderleri ve meşhurları(Siyasi, askeri ve mülki kişilikler, bilim adamları, şairler ve yazarlar ve edipler, sporcular, sanatçılar, büyük hayır sahipleri, sanayici ve iş adamları vb).
Folklor bilimi elbette bu başlıklarla sınırlı değildir. Ama görüldüğü gibi son derece geniş bir inceleme alanına sahiptir. Dolayısıyla bir toplumun folkloru üzerine araştırma yapmak oldukça uzun soluklu bir araştırmayı gerektirmektedir. Üstelik elde edilecek bilgilerin çoğunluğu rivayet, sözlü ve ‘aynel yakin’(gözle görerek) müşahadeye dayanacağından son derece zor ve zaman alıcı bir özellik göstermektedir. Bu sahada yapılan araştırmalara bilimsel bir özellik kazandırması ise meseleyi çok daha zorlaştırmaktadır. Çünkü öncelikle iyi bir metodolojik yaklaşım ortaya koymak sonra da verileri inceden inceye analiz etmek gerekir.
Bu yazıda bölgesinde ilk defa yapılmış bir folklor çalışmasından bahsedilecektir. Buraya kadar folklor hakkında verilen kısa bilgiler uygulamalı bir şekilde incelenecek kitapta bütün detayları ile yer almıştır. Eserin yazarının 1987-89 yılları arasında Gülnar Lisesi’nden Türkçe öğretmenim olması benim için ayrı bir özellik taşımaktadır.
“Merv’den Anaypazarı’na Gülnar” başlıklı kitap Mersin ilinin Taşeli Platosu içine yerleşmiş, nüfusu 10 bin civarında, Evliya Çelebi’nin diliyle, “neuzü billah bî aman yollara sahip” geçmişi Türklerin Anadolu’ya gelişlerine kadar giden, etnik ve dini farklılıklardan habersiz, küçük ve şirin ilçesi Gülnar’ı hemen hemen bütün yönleriyle anlatmaya çalışmaktadır. Yazının başında kısaca değinilen folklor biliminin ilgili alanlarından hemen her bölümüne yönelik bililer Gülnar ve çevresinden toplanmıştır. Kitabı bu güne kadar Gülnar hakkında en kapsamlı ve detaylı eser olarak saymak yerindedir. Daha önce ilçeyi ve köylerini çeşitli yönleri ile tanıtmayı amaçlayan birkaç küçük kitap yazılmışsa da hiçbiri Merv’den Anaypazarı’na Gülnar vüs’atinde değildir. Kitap sadece Gülnar ilçe merkezi ile ilgili olmayıp, Gülnar’ın en ücra yerlerine kadar karış karış taranmasından hareketle altı yıllık bir çalışma sonrasında ortaya çıkmıştır. Buna ilave olarak sadece Gülnar tarihi ve folklou değil, yakın çevrelerin(Mut, Silifke, Anamur, Ermenek, Aydıncık) folkloru ve tarihi ile ilgili çalışanların da mutlaka görmesi ve incelemesi gereken muhtevaya sahiptir.
Şekil bakımından gayet güzel bir dizayn ile basılan 512 sayfa dan oluşuyor Karton kapağa basılan gül, nar ve yaz günü Gülnar’dan görünüm fotoğrafıyla süslenen kitabın kapak kompozisyonu Gülnarlı fotoğraf sanatçısı İsa Çelik tarafından hazırlanmıştır. İlave olarak, 38 fotoğraf, 7 harita, bir kroki ve kendilerinden şifahi bilgiler alınan kaynak kişilerin listesi kitap sonuna eklenmiştir. Kitapta kullanılan literal kaynaklara yönelik hazırlanan kaynakça sonda yer alırken kişi ve yer adlarını gösterir dizinin veril(e)memesi kitabın şekil bakımından en önemli eksiği sayılabilir. Ayrıca kaynakça her hangi bir bilimsel metoda göre standart şekilde düzenlenseydi çok daha iyi olurdu.
Merv’den Anaypazarı’na Gülnar kitabı asıl önemini elbette muhteva bakımından içermektedir. Kitapta Gülnar ve yöresi ile ilgili hangi bilgilere ulaşabiliyor, hangi başlıklarda bilgiler verilmiş?
17 bölümden oluşan kitabın konu başlıkları şöyledir: “Gülnar’ın Yeri ve Konumu, Gülnar Adı nereden Geliyor, Gülnar’ın Tarihi, Sosyal Yapı, Ekonomi, Turizm, Eğitim, Halk Kültürü, Sağlık Hizmetleri, Spor Etkinlikleri, Geçmişten Günümüze İstatistikler, Gülnar’a Hizmet Edenler, Gülnar’dan Yetişenler, Beldeler, köyler, Gülnar İçin Yazılanlar, Gülnar İçin Öneriler”
Bu başlıklar altında folklor bilimi ve Gülnar açısından kitapta ön plana çıkarılması gereken belli başlı özellikler şöyle sıralanabilir:
1. Öncelikle Gülnar’ın ‘coğrafi konumu’, hakkında geniş bilgi verilmektir. Burada ilçenin bitki örtüsü, iklimi, ulaşımı, komşu ilçeler ile ilişkileri üzerinde durulmaktadır. Bundan sonra da Gülnar adının nereden, nasıl ve hangi tarihte geldiğine yönelik farklı bilgiler ve rivayetler ortaya konulmuştur. Gülnar, Farsça ‘narçiçeği’ anlamına gelmektedir. Ama Gülnar ilçesi adını bundan ziyade tarihi bir şahsiyet olduğu sanılan Gülnar Hanım’ dan almıştır. Yine bu bölümde Gülnar’ın en eski tarihlerden, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyete kadarki geçmişi, tarihi şahsiyetleri ve olayları hakkında bilgiler verilmiştir.
2. Sosyal yapı bölümünde ilçenin ‘etnik yapısı’ ve nüfusu üzerinde durulmuştur. Buna göre Gülnar bir Yörük diyarıdır. Sarıkeçililer, Yahşiler, Afşarlar gibi Türk üst kimliğinin alt etnik unsurlarının geçmiş ve şimdiki durumları değerlendirilmektedir. Tarih ve yer isimleri bakımından bölge antropolojisinin araştırılmasına kaynak olacak bilgiler aktarılmıştır.
3. Cumhuriyet öncesi ve sonrasının ‘ekonomik’ durumu hakkında bilgi verilen bölümde, tarih ve coğrafya bakımından makus talihin esiri olan Gülnar’ın ızdırabı duyulmaktadır. Çünkü Gülnar ekonomik bakımda ilin diğer ilçelerine göre oldukça geri kalmıştır. Bununla birlikte bu bölümde bölge halkının var olmak, hayata tutunmak için çektikleri sıkıntılar ve ürettikleri ekonomik birikimlerin geniş bir dökümü de yer alıyor.
Deniz’in ‘turizm’ için oldukça önemli hale geldiği şu zamanda Gülnar’ın maalesef bu konuda şansı az. Olanı da değerlendirememektedir. Ancak Gülnar çok önemli bir hazineye mâliktir. Gayet orijinal tarihi, kültürel ve coğrafi birikime sahiptir. Bütün dünyada yerelliğe, sadeliğe ve özgünlüğe vurgu yapıldığı zamanımızda Gülnar ve Gülnarlılar eğer idrak edebilirlerse hayli önemli bir birikime sahipler. Bilir kitabının bu bölümünde ilk dönem Roma uygarlığından, Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyete ait dinî, millî, ilmî, şahsî örnekler ve tarihsel miras hakkında bilgiler vermiştir.
4. Biraz geçiştirilivermiş edası sezilen ‘eğitim’ bölümünün ardından, ‘halk kültürü’ gelmektedir ki, burada Gülnar’ın kültürel değerlerini inceden inceye bulmak mümkün. İnsan yaşamının evrelerinden hareketle, doğum öncesi, doğum, çocukluk, gençlik, evlenme, düğün, ölüm gibi hayati bakımdan önemli dönemlerde icra edilenler, inanılanlar ve anlatılanlar ortaya konulmuş. Ayrıca, törenler, bayramlar, kutlamaların buraya has özellikleri araştırılmış. Mutfak kültürü, çeşitli inançlar, dualar, beddualar ve halk edebiyatının çeşitli bölümlerinden örnekler verilmiştir. Sağlık hizmetleri ve spor etkinlikleri bölümünde de geleneksel uygulamalar yanında modern görünümler ortaya konulmuştur.
5. Gülnar’a hizmet edenler ve Gülnar’dan yetişenlerin aslında azımsanmayacak bir yekun oluşturdukları göz önüne alındığında Gülnar’ın kaderinin neden makus kaldığı anlaşılır gibi değildir. Ancak bunun izah edilen bir tarafı vardır: Gülnar, yerlilerine zorluklar çektiren, yetişme çağındaki genç fidanlarına pek gülümse(ye)meyen bir şehirdir. Gülnar’dan bir şekilde ipini koparanların arkalarına dönüp bakmamalarının izahı bu sebepten olsa gerek. İnsan ızdırap çektiği, zorluklar yaşadığı bir coğrafyaya kalbi muhabbet beslemesi modern zamanın değerleri ile anlatılamayacak biraz zahmet isteyen bir iştir.
Gülnar’dan medeniyetin ürettiği hemen her sahada başarılı olmuş kimseler yetişmiştir. Gülnar kitabında, bilim adamları, sanatçılar, sporcular, bürokratlar ve siyasilerin önemli bir kısmının kısa yaşam hikayeleri, önemli çalışmaları, başarıları, ülkemize ve Gülnar’a hizmetleri kısaca anlatılmıştır.
6. Bu kitapta Gülnar içinde gidilmedik, tanıtılmadık, tek köy, mahalle, belde yoktur. Bütün Gülnar toprakları karış karış taranarak, demografik, siyasi, kültürel, ekonomik bir harita çıkarılmıştır. Gülnar’a bağlı dört belde ve 51 köy hakkında geniş bilgiler verilmiştir.
Buraya kadar olan bölümlerde bu yazının başında folklor biliminin ilgi alanları olarak verilen başlıkların hemen tamamına yönelik bilgiler derlenmiştir. Dolayısıyla Gülnar folkloru açısından zengin bir birikim sağlanmıştır.
7. Yerel ve ulusal basında Gülnar ile ilgili çıkan yazıların derlendiği Gülnar İçin Yazılanlar bölümü bir anlamda dıştan bakışı yansıtıyor. Sıradan tanıtım metinlerinin yanında edebi kaygılarla da desteklenmiş önemli yazılar iktibas edilmiştir. Daha çok Gülnarlı olmayanların, Gülnar’dan tesadüfen zarureten, re’sen ya da kerhen geçtikleri, gezdikleri zamanlardaki anılarını, intibalarını, gözlemlerini yansıtan metinlerde Gülnar’ın hâl ü pür melalinden dolayı içten içe hem bir burkulma, hem de teessür sezilmektedir.
Merv’den Anaypazarı’na Gülnar’a, Yapıcılık Niyetine Yöneltilen Bazı Eleştiriler:
Özelde Gülnar’a, genelde Yörük-Türkmen ve Türk kültürüne sağladığı çok önemli katkılarının yanında kitabın değerini asla düşürmeyen, ama sağlanması durumunda daha da değerlendirecek olan bazı eksikleri öneri kabilinden olmak üzere, kitabın muhtemel yeni baskılarına katkı sağlayacağını düşünerek sıralıyoruz:
1. Eserin başında bunca mebzul folklorik bilginin nasıl derlendiği, toplandığı ve nasıl işlendiğine yönelik yöntemin kısaca tartışılması hem bu eser, hem de yapılacak benzerleri için daha faydalı olurdu. Kitap sonunda görüldüğüne göre, sözlü tarih metodu da kullnılmış ve kaynak kişilerden bilgiler toplanmıştır. Kaynak kişilerle nasıl görüşüldüğü eğer tutuldu ise formların ne suretle işlendiği de kısaca açıklanabilirdi. Sözlü tarih yönteminin özellikleri hakkında okuyuculara bilgiler aktarmak gerekirdi.
2. Gülnar tarihi ile ilgili tarihi belgelere ve arşiv kayıtlarına bakılması beklenirdi. Bunun için tarihçilerden destek sağlanabilirdi. Öncelikle Konya ve Karaman kütüphaneleri ile Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Osmanlı ve Selçuklu dönemine ait bu bölgeyle ilgili arşiv kayıtlarında ve el yazması diğer tarihi malzemelerde Gülnar’ın tarihi, toplumsal hayatı ve yapısı hakkında önemli bilgiler olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü Gülnar Konya ve Karaman sancakları bünyesinde varlığını sürdürmüş bir yerleşim birimidir. Elimizde 1860’larda Gülnar’dan tapu kadastro geçtiğini gösteren bol miktarda bağ, bahçe ve ev tapuları vardır. Bu tapular Gülnarlı köylülerde bulunmaktadır. Bunlara bakılarak tarihi kayıtlar zenginleştirilmeliydi.
3. Gülnar’ın sosyo-ekonomik yapısı hakkında yapılmış ilmi çalışmalara bakılabilirdi. Yine Milli Kütüphane’deki çalışmalarımız sırasında Gülnar üzümlerinin ekonomik değeri, Gülnar nohudu Osmanlı ve Selçuklu dönemi Taşeli bölgesi ile ilgili bilimsel makaleler bölge hakkında önemli bilgiler vermektedir
4. Elbette yapılan bütün çalışmaları iyi bir formatta okuyuculara sunmak, şekil bakımından kaliteli bir kitap ortaya koymak yazarın imkân sınırlarını aşan bir konudur. Ancak hiç olmazsa kitap içi daha zengin görsel malzemelerle desteklenmesi kitabı daha cazip kılabilecekti.
5. Gülnar’dan yetişenlere ve hizmet edenlere yönelik bilgilerin sınırlı olduğu görülmektedir. Bu kimselerden, hayatta olanlara mektup yazmanın dışında görüşme hayatlarını okul, nüfus vs. kayıtlardan araştırmak ve onların da mümkünse fotoğraflarını koymak iyi olurdu.
6. Bütün bunların üzerine söylenebilecek bir şey varsa o da kitabın dili ve üslubu üzerine olacaktır. Kitapta oldukça sade ve akıcı bir dil kullanılmıştır. Bu okuyucular açısından son derece takdir edilebilecek bir durum olmasına karşın, biraz daha akademik bir dilin ve üslubun kullanılması beklenirdi. Gözden kaçan dil ve imla hatalarının yanında üslup konusunda da biraz daha emek verilerek bir tashih ve tanzim kitaba değerli bir anlam katacaktır.
Çok daha zengin bir içerik, görsel ekler ve biraz daha akademik üslup ve bilimsel bir yöntem ile bu kıymetli eserin yeni baskılarını yapması ümit ve beklentisiyle, değerli Hocam Okt. F. Saadet Bilir’e çalışmalarında bereket dileri zât-ı âliyelerine saygılarımı sunarım.
Folklor Edebiyat, 2004/4, Cilt:X, Sayı: XL, s.293-296
Merv’den Anaypazarı’na GÜLNAR
512 sayfalık kitap. Yeni yetme ilçeleri dikkate almadığımızda ilimizin en küçük ilçesi, en gelişmemiş yöresi, siyasi iktidarlarca memurların sürgün yeri olarak bildiğimiz Gülnar’ı; adının nereden geldiği ve tarihinden tutun coğrafik konumu, sosyal yapı ve ekonomik seviyesi turizm potansiyeli, eğitim ve sağlık hizmetleri, halk bilim ve kültürüne kadar tüm detayların bir format içerisinde düzenlendiği, Gülnar’ın yetiştirdiği ünlülerin de tanıtıldığı koskoca bir kitapla anlatmış Sayın Saadet BİLİR.
Kitap belirtildiği üzere 6 yıllık bir çalışmanın ürünü olup toplam 17 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde coğrafik konum, iklim ve bitki örtüsü, ulaşım durumu yer almaktadır. İkinci bölümde Gülnar adının nereden geldiğine dair söylence ve efsaneler anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde Orta Asya’nın Merv kentinden başlayıp bu günkü Gülnar’da son bulan göçün öyküsü Anadolu Selçuklu İmparatorluğu, Karamanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu dönemleri, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Gülnar’da yaşanan olaylar, Kuva-yı Milliye Hareketi, Delibaş İsyanı ve Tozkovanlı Sarım Gelin Öyküsü, Cumhuriyet dönemi olayları ve kişileri yazılı kaynak ve belgelere dayanılarak anlatılmaktadır. Dördüncü bölümü sosyal yapı, nüfus gelişimi, yerleşim yerleri ve aşiretler içermektedir. Beşinci bölümde ekonomik faaliyetler, tarım ve hayvancılık, dokumacılık anlatılmaktadır. Altıncı bölümde turizm kapsamında kaleler, türbeler, ören yerleri, yaylalar, şelaleler,, mağaralar ve piknik alanları tanıtılmaktadır.Yedinci bölümde eğitim durumu ve okulları, sekizinci bölümde halk bilimi ve kültürü kapsamında doğum, sünnet, kız isteme, düğün ölüm ve yaşama dair gelenekler, oyunlar, oyuncaklar, yöresel yemekler, inanışlar ve törenler, türküler ve ninniler anlatılmaktadır. Dokuzuncu ve onuncu bölümlerde ise sağlık ve spor, on birinci bölümde istatistiksel bilgiler, on ikinci bölümde Gülnar’a hizmet edenler, on üçüncü bölümde Gülnar’dan yetişen bilim adamları, siyasetçiler, kültür ve sanat adamları tanıtılmaktadır. On dördüncü bölümde beldeleri, on beşinci bölümde köyleri, on altıncı bölümde Gülnar’la ilgili yazıları ve on yedinci bölümde ise Gülnar için öneri yazıları yer almaktadır.
Saadet Bilir hanımı Ankara’da yaşayan Mersinliler çok yakından tanırlar. Saadet Hanım kâh SARIYAYLA dergimize özgün yazılar gönderir, kâh Ankara’daki Mersinlilere Gülnar M.Y.O yayını ANLAM dergisini hiç aksatmadan ulaştırarak Gülnar’da olup bitenlerden haberdar eder. Taa Gülnar’dan Ankara’ya işini gücünü bırakıp sevgili eşi Ali BİLİR ile birlikte kalkıp gelerek MEYAD’ın SARIYAYLA şenliğinde tam bir edebiyatçı kimliği ve insan sevgisi dolu yüreğiyle sunuculuk yaparak bizlerin gönlünü fetheder. Saadet Hanım, ülkemizin dört bir yanında yaşayan Gülnarlıları Ağustos ayında Gülnar’a çağırarak nostalji yaşamalarına ortam hazırlayan “Gülnar Buluşması” organizasyonlarının da mimarıdır. Sanıyorum bu yıl 3. Gülnar Buluşması 1 Ağustos 2004 tarihinde gerçekleştirilecek.
Iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir yurttaş, iyi bir yönetici ve iyi bir kültür-sanat kadını kimliğiyle hem Gülnar’ın, hem Taşeli’nin hem de Anadolu kadının çağdaş ve aydınlık yüzü, üretken ve paylaşımcı eli Saadet Bilir ablamıza, he zaman ayrı bir yeri ve anısı olan Gülnar’ı her yönüyle tanıtan bu kitabında tüm Taşeli kültürünü yansıtmasından ve gelecek kuşaklara yazılı bir kaynak bırakmasından dolayı kutluyorum. Eline, emeğine ve yüreğine sağlık güzel insan!..
Taşeli kültürüyle yetişmiş tüm Mersinlilerin yaşamından bir anı, bir parça, bir kesit ya da bir kare bulabileceği bu kitaptan mutlaka bir tane edinmelerini, kütüphanelerinde bulundurmalarını öneririm.
Maden Yüksek Mühendisi Turhan Ünver
Sarıyayla, Haziran 2004, Sayı: 15, s: 20-21
MERV’DEN ANAYPAZARI’NA GÜLNAR
Her zaman derim, Çukurova toprağı bereketlidir. Çok değerli yazarlar yetişmiştir o topraklarda. Çoğuyla güzel arkadaşlıklarımız olmuştur. Onlar şehrimize geldikçe uğramadan geçmezler, yılda bir iki kere giderim oralara. Güzel dergiler yayınlarlar. Mutlaka bana da ulaştırırlar, paylaşımcı insanlardır…
…Kitap fuarlarını yazdığımda hep bahsederim. Çantam dolu dolu gittiğim fuarlardan yine dolu çantayla dönerim. Çünkü dönüşte çantamın içi adıma imzalanmış kitaplarla dolu olur. Yine öyle oldu. Bu kere iki önemli kitap vardı çantamın içinde. İki değerli araştırma kitabı. Ali Ozanemre’nin farklı bir bakış açısıyla anlattığı “Döne Döne Karacaoğlan” ve Eğitimci-yazar arkadaşım F.Saadet Bilir’in “Merv’den Anaypazarı’na Gülnar”…
…Yazar dostlarım Ali F.Bilir ile eşi F.Saadet Bilir fuarın ikinci günü geldiler. Kısa görüşmemiz sırasında F.Saadet Bilir yıllar önce yayınlamış olduğu “Merv’den Anaypazarı’na Gülnar” yapıtını imzalayıp verdi.
2003 yılında yayınlanan kitap 514 sayfa, Gülnar üzerine yapılmış nefis bir yerel tarih, halkbilim araştırması.
F.Saadet Bilir öncelikle bir eğitimci. Bu kitabı da Gülnar Meslek Yüksek Okulunda görev yaparken yazmaya başlıyor ve altı yıllık bir araştırmanın sonucunda kitap ortaya çıkıyor. Kitabın bölüm başlıklarını vermek bile kitap hakkında bilgi verir.
“Gülnar’ın yeri ve konumu, Gülnar adı nereden geliyor, Gülnar’ın tarihi, sosyal yapı, ekonomi, turizm, eğitim, halk kültürü, vb. Tam 17 bölümden oluşuyor kitap. Benim ençok ilgimi çeken bölümler ise turizm ve 54 sayfa gibi geniş bir yer tutan halk kültürü bölümleri oldu.
Değerli araştırmacı, yazar arkadaşım Ali F.Bilir’in “Geçip Giderken” şiirinin dizeleriyle noktalayalım sözü.
“….
Bunu yazmalıyım geçip giderken
Gülnar Söğüt yaylası, bir Yörük evi
Yüzüme vurur aklımdan geçenleri
Parlak, yıldızlı bir gecede
Üşüyüp sarındım sevgimi yeniden”
Zeki Oğuz
24 Ocak 2011
http://memleket.com.tr
Merhaba.
Benim adım da Gülnar. Annem koymuş sağolsun. Tabi ne anlama geldiğini bilmeyerek. Gül hatun ve Nar beyin aşkndan geliyosa eğer adımı çok sevdim. Ama baksanıza ne değişik şeyler yazılmış. Kafam çok karıştı.
Merhaba Gülnar,
İletini okuyunca çok duygulandım. Ne güzel, Gülnar adı bizi buluşturdu. Bu adın nereden geldiğini soruyorsun. Bu sorunun yanıtını çok yönlü olarak “Merv’den Anaypazarına Gülnar” adlı kitbımda bulabilirsin. Ancak belirteyim ki, Gülnar, Ortaasya’da bir yerleşimin ve orada yaşayan oymağın adı. Bir nedenle oradan göç etmek zorunda kalan obanın ilk konak yeri Horasan’ın Merv kenti. Bu obanın başkanı olan Yahşi Bey ile Duru Hatun, doğan kızlarının adını yurtlarına duydukları özlemden dolayı Gülnar adını koyarlar. Gülnar zamanla çok güzel, yiğit bir kız olur. Bu güzel ece, baba ve annesini yitirdiğinde tehlikeye düşen oymağının başına geçer ve halkını Andolu’ya, Toroslara, şimdiki Gülnar çoğrafyasının olduğu yere kadar getirir.. Bu gerçek, tarihsel öykü böyle sürüyor… Kitapta Gülnar adıyla ilgili efsane niteliğinde anlatılar da var. Okuyunca adını daha çok seveceğine inanıyorum.
Başarı dileklerimle, selamlar.
Saadet Bilir
Hocam Başarılarınızın devamını dilerim. “Merv’den Anaypazarına Gülnar” atlı kitabınızdan fotğrafları alarak video şeklinde yapmıştım size de yollamıştım hatırladınız mı bilmiyorum.
Sevgili Turhan Yıldız,
Asıl ben sana teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=RVDbtAReRPE bu video hocam
Hocam “Merv’den Anaypazarı’na Gülnar” isimli kitabınızı hiç bir yerde bulamıyorum. Yukarıda belirttiğiniz internet adreslerinde de bulunmuyor. Bana bu kitabın temini konusunda yardımcı olabilir misiniz?
İşim gereği 2005-2006 Yıllarında kazakistan’ın Atryau kentinde kaldım.Genç kızlara verilen isimlerin Gülnar,Gülnara,Gülnur,Gülcan…kısaca kadınların neredeyse %50’sinin isimleri “Gül” ile başlıyordu.Ayrıca “varıbatırım,gelibatırım” gibi biz Gülnar’lılar gibi konuşuyorlardı.Orada kaldığım sure içerisinde birçok ortak noktamız olduğunu,atalarımızın bu coğrafyadan geldiğinin elle tutulur,gözle görünür kanıtlarını gördüm ve yaşadım.
Hocam, Merhaba. Yüksek lisans öğrencisiyim.Tez konusu için araştırma yapıyorum Mersin’in bazı ilçeleriyle ilgili. İçerisinde Gülnar ilçesi de var. Orta Asya’dan Toroslara Gülnar kitabınıza ulaştım fakat Merv’den Anaypazarına Gülnar adlı kitabınıza ulaşamadım, içeriği benim için çok önemli. Gülnar ağzıyla ilgili çalışma yapmayı düşünüyorum fakat elimde bulunmayan kitabın içeriğinde Gülnar’ın ağzıyla ilgili bir çalışmanız mevcut mu; özellikle ses bilgisi ve biçim bilgisi hakkında bilgiler yer alıyor mu? Etnik yapısıyla ilgili, Gülnar’ın yerel halkının Oğuz boyundan ya da başka boylardan olduğuna dair bilgiler yer alıyor mu? Bu konuda yardımcı olursaniz çok sevinirim hocam.