GÜNDÜZ ARTAN KİTABI İÇİN
|Bir kentte yaşamak, oraya ait olmak güzel bir duygu. Yaşadığımız kente, o kentin tarihsel ve kültürel değerlerine sahip çıkmak, oraya özgü olanı korumak, bizi oralı yapar. Kentlilik bilinci de böyle oluşur. Doğum yerinizi neresi olduğu önemli mi?
Mersin’de doğmadığı halde, yukarda saydığım nedenlerle bu kentin daha çağdaş olması, kent kimliği kazanması için yıllarca emek veren, pek çok Mersinli tanıyorum. Bunların başında geçen yıl yitirdiğimiz değerli araştırmacı-yazar Gündüz Artan geliyor bana göre.
O, araştırıcı kişiliğiyle Mersin’le ilgili bir konuyu ele alır; belge ve bilgileri ince eleyip sık dokuyarak didik didik eder ve sonuca ulaştırır, açıklar, yazardı. Bunu da alçakgönüllü, kibar bir beyefendi edası ile yapardı. Mersin’e yerleştiği 1981’yılından ölünceye değin bu ilin değerlerini korumayı, sorunlarına çözüm önerileri getirmeyi kendine dert edinen, karınca çalışkanlığındaydı hep.
Adını çok duymama karşın, Gündüz Artan’la 90’lı yılların başında bir kütüphane etkinliğinde kesişmişti yollarımız. Gülen gözleri, bilge kişiliğiyle beni etkilemişti. Dostluğumuz zamanla ilerledi. Koltuğunun altında kitaplarıyla yaptığı araştırmanın izini sürer bulurdum onu çoğu zaman. Evindeki buluşmalarımızda da çalışmaları ile ilgili düşüncelerini paylaşırdı bizimle. Onu tanıdıkça daha çok etkileniyordum. İlerlemiş yaşına karşın, ölümüne yakın zamana değin, bir aydın sorumluluğuyla çalıştı Gündüz Öğretmen. Öğrenmenin yaşı yoktur, ben ondan çok şey öğrendim, çok…
Birçok emekli var çevremizde. ‘Artık bizden geçti, kitabı gençler okusun,’ diyenleri bile duymuştum bazılarından. Oysa kahvehaneler dolup taşıyordu onlarla.
Onu anlatan bir kitap yazmaya karar vermiştim. Gündüz Artan öğretmeni, bu bilge kişiyi, kişiliği tanıtmalıydım mutlaka. Bu düşüncemi kendisi ile paylaştığımda, gülümseyen gözleri ve kibar konuşmasıyla; “Aman Saadet Hanım, beni mahcup ettiniz, ben görevimi yapıyorum,” demişti. Benim kesin kararlı olduğumu anlayınca da mutlu olmuştu. Çalışmalarını o hayattayken ilk elden sağlamak önemliydi benim için. Bu konuda onu ikna ettim. Eşi ve çocukları da yanımızdaydı zaten konuşurken. Onlar da olumlu karşıladılar bu önerimi.
Eşim Ali ile birlikte uzun süredir üzerinde çalıştığımız Abdülkadir Bulut dosyasını henüz tamamladık. Şimdi verdiğim sözü tutma zamanı. Saygı duyduğum, çok değer verdiğim bir insanı anlatacağım, tanıtacağım ve sözümü yerine getireceğim için sabırsızlanıyorum.
Gündüz Artan’ın yakın dostlarından bir isteğim olacak. Elinde, onunla ilgili belge, bilgi, mektup, fotoğraf bulunanlar; bunları benimle paylaşırlarsa sevinirim. Böylece Gündüz Öğretmeni daha iyi tanıtabilir; Mersinliler olarak ona olan vefa borcumuzu ödeyebiliriz (İçel Sanat Kulübü Bülteni, Aralık 2010, Yıl: 21, Sayı: 181, s: 21).