Download!Download Point responsive WP Theme for FREE!

GÜLNAR’IN TÜRKÂN SAYLAN’I: SAMİYE KANDEMİR-SAKARYALI

Tanışmamız geliyor aklıma… Samiye Kandemir-Sakaryalı adını 1990’lı yıllarda çevremde duyuyordum. Kurduğu vakıf ilgimi çekmeye başlamıştı. Ancak tanışmamız 2000 yılında gerçekleşti. Gözlerinin içi gülen, insana yaşama sevinci veren seksenini geçmiş, coşkulu bu genç kadınla kısa zamanda aramızda sıcak bir dostluk oluştu.

Gülnar’ın yetiştirdiği aydın kadınlardan, belki de ilkiydi Samiye Abla. Gerçekleştirmek istediği projeleri için, yetkili ve ilgililerin peşini bırakmayan, tuttuğunu koparan ve sözünü sakınmayan bir eğitimciydi.

Yaşamının son günlerine değin Atatürk aydınlığını vakıf çalışmalarına yansıtan, Gülnar’ın Türkân Saylan’ı olduğunu düşündüğüm Samiye-Kandemir Sakaryalı’nın renkli bir yaşamöyküsü var.

Gülnar Belediye Başkanı Hüsnü Kandemir’in kızı olan Sakaryalı, 1924 yılında Gülnar’da doğar. İlkokulu Gülnar’da, ortaokulu Silifke’de okur. Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu birincilikle bitirir. 1950’de Gazi Terbiye Enstitüsü İngilizce Bölümü’nden mezun olur. 1954 yılında İngiliz Kültür Heyeti’nin daveti üzerine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Londra’ya kursa gönderilir. Orada Abc radyosunda Türkiye’yi tanıtan konuşmalar yapar.Yedi yıl süren Mersin Tevfik Sırrı Gür Lisesi’ndeki İngilizce öğretmenliği sırasında ilköğretim okulu öğrencileri için İngilizceden Türkçeye kitaplar çevirir.

Ankara’da İller Bankası’nda Özel kalem müdürlüğü yaparken Amme İdaresi Enstitüsü’nü ikincilikle bitirir. Dışişleri Bakanlığı bursuyla Pakistan’a gönderilir. RCD (İran, Türkiye ve Pakistan’ı içine alan Bölgesel Kalkınma Programı) doğrultusunda organizasyon ve metod kursu görür.

Kuru çiçek ve kelebeklerle yaptığı, pano, paravan, tablo ve abajurlardan oluşan Ankara’da dört kişisel; Frankfurt’ta bir karma sergi açar.

1992’de İller Bankası tarafından Avusturya, Almanya, Çekoslovakya’ya gönderilir.

Türk Kadınlar Konseyi yönetim kurulunca, konseyin 100. yıl kutlamalarına Türkiye temsilcisi; İsrail, Kenya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne temsilci olarak gönderilir. “Soroptimist” Meslek Kadınları Derneği Çankaya Şubesi kurucularındandır.

1990’da kendi mal varlığıyla Samiye-Naim Eğitim Vakfı’nı kurar; üniversite öğrencilerine burs vermeye; ders araç-gereçleri ve giysi yardımı yapmaya başlar.

1997’de devlet-vatandaş işbirliği ile Ankara Eryaman’da Samiye-Naim Eğitim Vakfı İlköğretim Okulu’nu, 1998’de, doğum yeri olan Gülnar’da, 70 öğrenci kapasiteli Samiye Naim Eğitim Vakfı Mürüvvet Kandemir Anaokulu’nu ve 2001’de, 60 öğrenci kapasiteli Samiye Naim Eğitim Vakfı Hüsnü Kandemir-Ayşe Tekin Kız Öğrenci Yurdu’nu yaptırır.

Gülnar Lisesi bünyesindeki bu yurtta, öncelikle Gülnar ve köylerinden olmak üzere diğer illerden öğrenciler de barınmaktadır. Buradan her yıl ÖSS ile yükseköğrenim kurumlarına (Vakıf’tan burs verilen) öğrenci gönderilmekte.

Vakıf, ayrıca Gülnar’da Anadolu Lisesi bahçesinde, çevreden gelen kız öğrencilerin barınması için 100 öğrenci kapasiteli Samiye Kandemir Kız Öğrenci Yurdu ile Mersin Toroslar semtinde, 100 öğrenci kapasiteli Samiye-Naim Eğitim Vakfı Anaokulu’nun 2010-11 öğretim yılında hizmete girmesi için protokol imzalamış.

Çocuğu olmadığından belki, tüm çocukları kendininmiş gibi düşünen Samiye Abla, Gülnar’da ortaokul bulunmadığı yıllarda, okumak için kendi yaşadığı sıkıntıları özellikle kızlarımız yaşamasın diye açmıştı bu yurdu. Bununla da kalmamış, ME. Ü. Gülnar Meslek Yüksekokulu’ndaki müdürlüğüm sırasında açmış olduğumuz öğrenci yurdunun donanımı için de katkıda bulunmuştu. Bir insan kendi toprağına, ata yurduna borcunu ancak böyle ödeyebilir.

2002 yılında Gülnar Kaymakamlığı, ME. Ü. Gülnar Meslek Yüksekokulu, Gülnarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nce yapılan 1. Geleneksel Gülnar Buluşması’nda Gülnar’ın yetiştirdiği değerlerimiz olarak (onur konuğu ) kendisine onur plaketi vermiştik. Rahmetli eşi ile katılmışlardı etkinliğe.

O gün konuşmasında, Gülnar için uzun ve kısa vadeli öneriler sıralamış; maddi olarak her türlü katkıya hazır olduğunu söylemişti. ‘Böylesi toplantıların, memleket sevgisinin filizlenip kök atması ve birbirimiz tanımak, sevmek için en güzel bir ortam’ olduğuna değinmiş; Atatürk’ün sevgi anlayışını, ‘Onun her yaptığı başarılı, faydalı işlerin özünü, çekirdeğini sevgi teşkil ediyordu,’ diye belirttikten sonra Atatürk’ün gençliğe, çocuklara, köylüye bakışını, barış anlayışını anlatmış; onun ‘gösterdiği yolda, izinde birlik ve beraberlikle, birbirimizi severek, destekleyerek yürüyelim. İyi vatandaş, iyi insan, hepsinin üstünde asil TÜRK olarak ona sevgimizi sunalım,’ demiş; “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözüne tam manası ile layık olup bu uğurda hizmet vererek sevgimizi ispatlayalım ve bu sevgi buketini de kafamızın içine, yüreğimizin derinliğine yerleştirelim, renk ve canlılığımızı daima koruyalım istiyorum.’ diye bitirmişti konuşmasını.

Vakfa bağışladığı Ankara’daki evi bir müzeydi sanki. İçeri girer girmez, ilginç ve farklı eşyalarla döşenmiş evde bir dünya gezisine çıkıyordunuz sanki. Neler yoktu ki orada!.. Konsolun üzerindeki kutuda, gelenlere armağan edeceği nesneler bulunurdu hep. Gülnar’a gelirken de bunlardan getirirdi yanında. Yerel motif ve kültür öğelerini, yaşadığı evin her köşesine yansıtmıştı. Modern ve yereli kaynaştırmıştı orada. 2001 yılı idi sanırım. Ankara’daki evinde bir görüşmemizde, ertesi gün kısa bir tedavi için hastaneye yatacağını söylemiş ve okumak için hazırladığı kitapları göstermişti bana.

Seksen altı yıl, dolu dolu geçen aydınlık bir yaşam… Yüreği insan sevgisiyle dolu, çalışkan, çağdaş Türk kadını simgesi… Ders alınması, örnek alınması gereken işler… Çalışmalarından etkilenenlerin, yolunu izleyenlerin bulunacağına inanıyorum. Işıklar içinde yat Samiye Abla…
(İçel Sanat Kulübü, Yıl: 21, Temmuz-Ağustos 2010, Sayı: 179: 36-37)

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir