GÜLNAR’DAN ANAMUR’A
|F. Saadet Bilir
Taşeli, Ekim 2007, Yıl: 1, Sayı: 1, sayfa: 54-55
“Merv’den Anaypazarı’na Gülnar” kitabımı yazarken köyler hakkında bilgi toplamak için yaptığım bir gezide Gülnar Tepe Köyü’ndeki yaşlılar; “Eskiden biz Anamur’un Kırkkuyu Yaylası’na çıkardık, köyde birileri nöbetçi kalırdı. Önemli durumlarda haber verilmesi gerektiğinde köyün tepesinde bir ateş yakardı, biz yayladan görür, köye inerdik, şimdiki gibi haberleşme, ulaşım mı vardı sanki?” demişlerdi. Tepe Köy’den Anamur yaylaları ile iletişim…
Bu alışkanlık günümüz şartlarına göre değişerek hâlâ sürmekte. Kışın daha ılıman bir havası olduğundan birçok Gülnarlı, Anamur’a; yazın da Anamurlular yayla için Gülnar’a gelmekte. Akrabalık bağları ve Ankara – Anamur yolunun Gülnar’dan geçiyor olması da bu yakınlığı, ilişkiyi güçlendirmekte.
Anamur ile Gülnar’ın Orta Asya’ya kadar uzanan bir bağı var aslında. Yıllar süren zorlu, çatışmalı ortak bir yolculuktan sonra bu coğrafyaya gelip yerleştikleri biliniyor. Düne kadar Gülnar ile Anamur komşu ilçeydi. Aydıncık ve Bozyazı bana göre Gülnar ve Anamur’un yavru ilçeleri. İdari yönden ayrı olmaları dışında ortak
geçmişten süzülen Yörük kültür ve geleneği Anamur ve Gülnar’da günümüze değin sürer.
Aşağıda anlatacağım söylence, bu yöre insanının buraya gelişinin öyküsüdür…
Yahşi Bey ve Duru Hatun ilk çocuklarına çok sevdikleri eski yurtlarına duydukları özlemden dolayı Gülnar adını verirler. Yahşi Bey, yönetimindeki Yörük obasıyla bir süre önce Orta Asya’da Altay Dağları’nın batısındaki Gülnar yerleşiminden Horasan’ın Merv Kenti Dörtkuyu Köyü’ne göçmüştür.Yahşi Bey ve Duru Hatun kızlarını her konuda çok iyi yetiştirirler.
712 yılında Taşkent’i Kuteybe, Horasan’ı da son Emevi Halifesi II. Mervan’ın komutanı Seyyar yönetmeye başlar. 728’de Seyyar, Merv dolaylarında Türkçe konuşmayı, türkü söylemeyi, kızların çarşafsız dolaşmasını, tezgâhlarda çalışmalarını, loncaları kapattığı için erkek çocuklara bir araya gelmesinler diye ata binmeyi, ok atmayı, cirit oynamayı da yasaklar.
Bunlara uymayan ve çatışan Yüreğirler’den on binlercesini, Emeviler’le Bizanslar arasında tampon olması için Çukurova’ya yerleştirir.Usman Bey’in oğlu, Eğsi Bey’in yeğeni olan Yırbağı (Ebu Müslim), Gülnar Hatun’un okul arkadaşıdır. İkisi güçlerini birleştirip örgütlenerek Araplar’ı ülkeden çıkarmak için çok çalışır ve başarılı olurlar. Bu arada Gülnar Hatun’un babası Yahşi Bey ve Yırbağı’nın babası Usman Bey, Seyyar’ın askerleri tarafından bir çarpışmada öldürülür. Gülnar Hatun obanın başına geçer.Yırbağı da, babasının yerine büyük bir komutan olur. Horasanlı Ebu Müslim adıyla Emeviler’in çöküşünü, Abbasiler’in kuruluşunu sağlar. Gülnar Hatun da, bu arada onun hem subaşısı, hem nişanlısı olmuştur. Savaş ve baskınlara birlikte giderler.
750’li yıllarda Ebulabbas Abdullah, o ölünce de yerine kardeşi Cağfer Mansur Abbasi Halifesi olur. Ebu Müslim, henüz 29 yaşında Cağfer Mansur’un casusları tarafından hançerlenerek öldürülür. 23 yaşındaki Gülnar Hatun hem babası Yahşi Bey’in, hem de nişanlısı Yırbağı’nın (Ebu Müslim) öcünü almak için halifeye başkaldırır ve tüm Türkmen oymaklarını birleştirir. 765 yılında batıya doğru göç ederken saldırılar da yapar. Uzun yıllar Yörükler, İran ve Irak üzerinden gelirken hem Araplarla savaşır; hem Anadolu’ya doğru yola-göçe devam eder. 769 yılında Gülek Boğazı dolaylarında Halife Mansur’un casusları Gülnar Hatun’u da, çadırının önünde şehit eder. Başsız kalan Yörükler, dağılmazlar, birlik halinde Göksu Irmağı’nı aşıp bir ucu Zeyne (Sütlüce), Köseçobanlı; diğer ucu Büyükeceli ve Anamur’a kadar yayılırlar. Gülnar Hatun’un ana tarafı, şimdiki Gülnar İlçesi’ne, baba tarafı da Kızılca Köyü ile Anamur İlçesi’ne konar. Birçok boy da Muğla’ya kadar uzanır. Zeyne’den, Anamur’a kadar uzanan bu geniş coğrafyaya da hem eski yerleşimlerinin; hem de Büyükeceleri’nin adından dolayı Gülnar adını verirler.
Zaman içinde Anamur ayrı bir ilçe olur. Gülnar’da halk Balkan Savaşı’na değin, kışın Aydıncık’ta(Gilindire); yazın da Anaypazarı’nda (Gülnar) yaşar. 9 Mart 1912’da İngiliz bandıralı bir Yunan Savaş gemisi Gilindire Limanı’nı topa tutar.Durum Silifke Sancağı ve Adana Vilayeti’ne bildirilir. İlçe yönetiminin Anaypazarı’na(Gülnar) getirilmesine karar verilir. Ulusal kurtuluşumuzun son noktası olan Başkumandanlık Meydan Savaşı’nın kazanıldığı 30 Ağustos tarihinin Gülnarlı için ayrı bir yeri ve önemi var. 30 Ağustos 1916’da Silifke Sancağı’ndan ilçe merkezinin Gülnar olması için ‘olur’ emri gelir.
Kuvayi Milliye’nin oluştuğu, Mut ve Anamur’dan sonra Mersin’in üçüncü ilçesidir Gülnar. Ulusal Kurtuluş Savaşı’na, Delibaş İsyanı’nın bastırılmasına yürekten destek veren Gülnar halkı, ilk Meclis’e de temsilci yollamış, Atatürk’ün başlattığı tüm devrimleri hemen benimsemiştir.
Burada okuma oranı % 95, Mersin’in ilçeleri içinde en önde olanı. İklim koşulları, coğrafi özellikler, babadan kalan taşlı tarlanın giderek daha küçülüyor olması, halkı çocuklarını okutmaya yöneltmiş. Ülkemizin her yöresinde hatta yurt dışında üst düzey yönetici konumunda pek çok Gülnarlı bulabilirsiniz.
İlçenin kuruluş gününü genç kuşaklara hatırlatmak, yüreği Gülnar sevgisi ve özlemi ile dolu uzaktaki Gülnarlıları, burada yaşayanlarla buluşturup kaynaştırmak, Gülnar’ı tanıtmak, sorunlarına çözüm üretmek amacıyla 2002 yılından beri 30 Ağustos tarihine yakın bir hafta sonu, “Geleneksel Gülnar Buluşması, Üzüm ve Elma Festivali” yapılmakta.
Saydıdeğer hanımefendi,
Çalışmalarınızdan dolayı size ne kadar minnettar olduğumu bilemezsiniz. Ancak yapılacak olumlu eleştirilerin ortaya konan ürünü daha güzel ve anlamlı kılacağı da şüphesizdir. Gülnar tarihi ile ilgili yazılarınızda Gülnar Hatun ve çevresini çok güzel anlatmışsınız. Ancak burada eksik olan konu bana göre şudur:
Ben Tepeköylüyüm yada diğer adıyla Lapalıyım. Benim atalarım Beğdili boyuna mensup ve bizim gibi bir çok köy Beydili boyuna mensup. Öyleyse bizler Gülnar hatunun torunu olamayız. Çünkü Gülnar hatun döneminde 24 oğuz boyu ortaya çıkmamıştı. peki bu Beğdili oymağı ne zaman ve nereden gelmiştir? Harzemşahlarla Anadoluya gelmiş olabilirler mi?
Sayın Mehmet Ali Erbaş,
Öncelikle Gülnar’la ilgili kitabımdaki kimi bilgilere yönelik eleştirinizden dolayı teşekkür ediyorum. ‘Merv’den Anaypazarı’na Gülnar’ ve ‘Orta Asya’dan Toroslara Gülnar’ adlı kitapları hazırlarken, okura doğru bilgi vermeye özen gösterdim. Bunun için ilk kitapta 63, ikinci kitapta 645 canlı kaynağın bilgisinden yararlandım.
Ayrıca, kitabın kaynakça bölümünde adlarını verdiğim çok sayıda kaynağı taradım. Kitabın sunusunda, ulaşılan yeni bilgilerle eksik ve yanlışların giderileceğini belirtmiştim. Bu nedenle, duyarlı okurların eleştirisini yararlı buluyorum…
Hemen belirteyim, Oğuzlar, 24 koldan oluşan, Orta Asya kökenli bir Türk Boyu. Bu boy önce, Bozoklar ve Üçoklar olarak iki kola ayrılıyor. Beydili Oymağı, Avşarlarla birlikte Bozoklar’a bağlı. Karmanoğulların, Oğuzların (Avşar) boyundan olduğunu biliyoruz. Gülnar oymağı, Osmanlıdan evvel Karamanoğulları devletine bağlıydı. Selçuklular, Oğuzların (Kınık), Osmalılar Oğuzların (Kayı) boyundandır. Yani hepsi akraba, aynı boydan, Oğuzlardan kök süyme…
Bu bilgi ışığında, Gülnar oymağının tek boydan ibaret olmadığını hemen belirtelim. Beydili aşireti (oymağı) bunlardan biri. Oğuzlar boylarının ortaya çıkma tarihi Oğuz Kağan Destanı kadar eski ve gerçek. Bu yüzden, Gülnar Hatun döneminde Oguz boyları olduğunu rahatça söyleyebiliriz.
Bir başka nokta da şu. Adı anılan oymaklar (aşiretler), Orta Asya’dan göç edip geldiklerinde Anadolu’nun çeşitli bölgelerine dağılmışlar. Tek bir yerde toplanmamışlar. Bu oymaklar, obalar Orta Asya’dan bir seferde gelmemişler. Farklı tarihlerde dalgalar halinde gelmişler. Orta Asya’dan yola çıktıklarıında, kimi Irak, kimi İran, kimi Suriye, Azarbeycan toprağında kalmış. Kimi oymak ve obalar da yurtlarını terketmemiş. O dönemde en çekici yer Anadolu olmuş. En fazla göç Anadolu’ya yapılmış…
Gülnar Oymağı’nın Gülnar’a gelişleriyle ilgili iki söylence var. Biri 750’li yıllarda, Emevilerin yıkılıp Abbasi Devleti’nin kurulduğu tarih. Öteki, 1235’li yıllar. Keşke elimizde belge olsaydı…
Harzemşahlar Devleti, 1077-1231 yılları arasında Horasan’ı, Gülnar oymağının ikinci yerleşim yeri olan Merv kentini de içine alan topraklarda hüküm sürmüş bir devlet. Başlangıçta Büyük Selçuklu Devleti’nin bir eyaletiyken, daha sonra Selçuklu devletini yıkarak yerine kurulmuş. Harzemşahlar devletini de Moğollar yıkmış…
Tarih bilgileri, oğuz Türklerinin (Türkmenlerin) Orta Asya’dan Anadolu’ya göçünü Moğol istilasına bağlar. Bu bağlamda, Harzemşah topraklarının Moğollar tarafından istila edilmesinden sonra bu topraklarda yaşayan bazı göçebe Türkmenlerin Anadolu’ya göç ettiğini varsayabiliriz. Ancak, belge olmadığı için Gülnar Hatun öncülüğünde Anadolu’ya gelen Gülnar oymağı ile bu olayı ilişkilendiremeyiz.
Küre-I Nur Medresesi ilgili bilgiyi Dr. Mehmet Korkut ile rahmetli Ali Bal, Mehmet Özgen (Şaşkınbakkal) vermişti. Eşim, Ali İhsan Bilir yerin ve bölgenin fotografını çekmişti.
İlginize yeniden teşekkür ediyorum.
F. Saadet Bilir
Sayın hocam öncelikle çok teşekkür ederim nefis bir yazı yazmışsınız ben de son zamanlarda geçmişimi köklerimi aramaya başladım ama yeterli kaynak bulamıyorum ben bozyazı Dereköylüyüm. aslında köyümüz Gülnar a çok yakın hemen yanında İshaklar ve kızılca köyleri var bazı kaynaklarda İshaklı cemaatine bağlı dereli aşireti de deniyor ancak hangi Türk boyuna aitiz bilmiyorum bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim
Saygılarımla
Hanımefendi,
Emekleriniz için çok teşekkür ederim. Yazdığınızı okuyunca sevgili hocam, rahmetli Mustafa Yalçıner’in “Kelenderis. Günaydın Aydıncık” kitabında Aydıncık’ta yaşayan (şimdilerde vefat etmiş olan) Yusuf Keskin’den sözlü bir kayıt vardır. Taşeli bölgesindeki insanlar Horasan’dan gelmiş ve her biri değişik bölgelere yerleşmiştir. Şu yörüklerin zor, güç ama bir o kadar da onurlu yaşamı incelemeye değer doğrusu. Aslında bu Taşeli bölgesi, o “uygarlık” denilen canavarın elinden kurtulmuş nadir bölgelerdendir. Yani Gülnar, Anamur ve Aydıncık’ın köylerinde hala Divan-ı Lügat-it Türk’te geçen sözcüklere rastlamak olasıdır. Bu açıdan keşke bölge belediyelerimiz zengin olsa da o bölgeyi ayrıntılı incelmeye fırsat verecek araştırmalara sponsor olsalar.
Yazılacak çok şey var. Ama siz o bölgede kalarak, bölgenin dışından birisi olarak Taşeli bölgesine ışık tuttuğunuz için çok teşekkür ederim.
Kolaylıklar dilerim
V. Doğan Günay
http://www.kitapyurdu.com/index.php?route=product/search&filter_name=V.%20do%C4%9Fan%20g%C3%BCnay
(Çok özür dilerim. oldukça eski yazıymış. belki de şimdi bakılmıyordur)