AKKAHVE’DEN İÇEL SANAT KULÜBÜ’NE
|Bir kent, bir kahvehane ve bir kulüp: Mersin, Akkahve ve İçel Sanat Kulübü…
Mersin’de İçel Sanat Kulübü’nden söz etmek için önce Akkahve’yi o dönemi yaşayanların gözünden tanımalı ve değerlendirmeli diye düşünüyorum:
“Akkahve, gündüzleri pek kimsenin yanaşmadığı ama akşamın ilk saatlerinden itibaren oluşan bir kültür okuluydu. Akkahve’de toplanan sanatçılar yeni yapıtlarını ortaya koyar ve bunlar tartışılır, eleştirilirdi.”
“O günlerin Akdeniz kıyısında unutulmuş bir küçük kasabada yaşayan bir avuç sanatçı, oval bir tren yolculuğunda giden katarlar gibi birbirlerini ittiler. Birbirlerine hız ve güç verdiler.”
“Mersin küçük bir Anadolu kenti iken yani 1950’li yıllarda birkaç ressam, birkaç şair ve birkaç öykü yazarından ibaret bir grup insan zaten içten içe yanmakta olan bu ateşi harlandırmışlardır. Bugün ‘Akkahveliler’adıyla anılan bu grup ve Akkahve olayı Halkevi döneminden çok sonradır. Bu bir kurs olmamasına karşın birçok günümüz ünlüsünün yetişmesine katkıda bulunmuş bir okuldur.
Genç sanatçılar zaten Mersin’in zengin kültüründen fazlasıyla yararlanmış, ateşlenmeye hazır sanat füzeleriydi. Sadece düğmeye basmak kalıyordu.”
Akkahve, 1948-1962 yılları arasında Mersin’de gençlerin okul dışındaki zamanlarında bilgilendikleri, bilinçlendikleri bir mekan olur; tavla, kâğıt oyunları yerine kültür ve sanat konuşulan bir ocak başı işlevini görür yıllarca. Böylece, üç kuşağı etkileyen Akkahve toplantıları 23 Haziran 1989 yılında kurulan İçel Sanat Kulübü’nün altyapısını hazırlar.
O sıcak ortamda kentlilik bilinciyle yetişen bireyler, nöbeti devraldıklarında yaşadıkları il için kolları sıvarlar. Yüreği Mersin sevgisiyle dolu bir avuç insan, ‘Mersin için ne yapabiliriz?’ düşüncesiyle yola çıkar. Büyüklerinden gördüklerini çağın koşullarıyla birleştirir. Her biri alanında uzman kurucu üyeler, önce insan diyerek çalışmaya başlar. Bilgi birikimlerini çevresindekilerle paylaşmaktır amaçları. Toplantılar düzenlenir seslerini duyurmak için. Katılanların az olması heveslerini kırmaz. Bir kişi, beş kişi derken çoğalırlar. İğneyle kuyu kazarcasına çalışırlar sabırla. Kendileri için değildir çabaları, yaşadıkları ili daha çağdaş yapmak, orada yaşayanları kültür ve sanatla buluşturmaktır tek istekleri.
Şimdiki Sanat Sokağı’nda bulunan askerlik şubesi olarak kullanılmış boş binayı Vali Teoman Ünüsan’ın onayı ile özel idareden kiraladıklarında duydukları mutluluğu düşünüyorum. Küçücük kulüp, güçlerini birleştirdiğinde neler yapılabileceğini göstermiştir çevreye. Projeler, tasarılar, yetkili ve ilgililerle görüşmeler daha bir hız kazanır.
Ardından aynı sokakta Teoman Ünüsan Sanat Galerisi ve Nevit Kodallı Resital ve Konferans Salonu, Ayşe Uğural ve Müfide İlhan Sanat Galerisi açılır eski yapılar onarılarak. Artık ‘Sanat Sokağı’ olur burası. Sonra terkedilmiş Gülnar Oteli, Kültür Bakanlığı tarafından satın alınıp restore edilir ve burada Mersin Resim ve Heykel Müzesi açılır.
Üç yüz üye ile kurulan kulübün, üyeleri de çalışma alanları da çoğalır zamanla. Gönüllülerin yanında profesyonel elemanlar da çalıştırılır. Toplantılar, geziler, konserler, sergiler derken projeler yarışır. Beldeler ve ilçeleri de kapsayan tüm kentin gözü, kulağı, sesi olur İçel Sanat Kulübü neredeyse.
1992 yılında Mersin Üniversitesi’nin açılmasıyla İçel Sanat Kulübü üniversite işbirliği başlar. ‘Mersin Felsefe Günleri’, ‘Mersin Arkeoloji Günleri’ hayata geçirilir. ‘Mersin Uluslararası Müzik Festivali’ yapılır. Ulusal ve uluslararası pek çok etkinlikte İçel Sanat Kulübü’nün katkısını görürüz.
Bu etkinlikler kapsamında birçok sanatçıya da ev sahipliği yapar İçel Sanat Kulübü. Konuk sanatçılardan biri; “Belki de sizlerin başarısının nedeni, hem sanatçılardan hem sanatseverlerden oluşmanız, biz yalnızca sanatçılardan oluşan bazı dernekler kurduk, yürütemedik,” (Fazıl Tütüner İSK ) diyerek kulübün çoğalarak varlığını ve etkisini sürdürmesinin yorumunu yapar.
Kuruluşundan kısa süre sonra 1990 yılı nisan ayında, söz uçar yazı kalır düşüncesiyle, yapılanların, yapılacakların duyurulması için, fotokopiyle çoğaltılan tek yapraklı duyuru, sonraları dört dosya kağıdı katlanarak İçel Sanat Kulübü Bülteni’ne dönüşür. 1992’de tek renk, dergi formatında ve yine bülten niteliğinde az sayfalı bir yayın olarak çıkarılmaya devam eder. Sayfa sayısı giderek artan bülten, okuyucularına 38. sayısından itibaren renkli kapaklı sunulmaya başlanır. Bülten dergiciliğin zorluklarına, finans kaynaklarının azlığına karşın, hiç duraklamadan yoluna devam eder ve 177. sayısına ulaşır. Bayrak yarışı gibi yayın kurulu zaman zaman değişen bültene taze kan, yeni soluk verilir. Başlangıçtan bu yana her sayısı bin (bazıları bin beş yüz) adet basılan bülten, İçel Sanat Kulübü’nün belleğini oluşturur.
İÇEL SANAT KULÜBÜ BÜLTENİ’NİN YILLARA GÖRE SAYFA TABLOSU
YIL OCA ŞUB MAR NİS MAY HAZ TEM AGU EYL EKİ KAS ARA
1995 24 28 28 28 32 32 34 34 50 36 36
1996 34 34 34 34 34 36 36 52 36 40 36
1997 48 44 48 48 40 40 44 48 52 52 60
1998 56 56 60 56 52 48 48 48 52 52 48
1999 48 42 50 62 52 56 56 60 68 64 56
2000 56 48 56 48 56 48 44 40 48 48 44
2001 44 50 50 74 60 50 56 56 56
2002 46 46 46 54 46 38 54 38 62 64
2003 80 67 52 54 54 54 70
2004 52 53 50 54 62 51
2005 50 44 54 59 49 58 50 63
2006 56 54 60 66 66 56 48 44 40
2007 40 44 56 48 44 52 44 44
2008 44 44 44 44 64 44 44 44 48 48
2009 48 48 48 48 48 68 48 48 48
2010 52 (Aralık –Ocak)
Çizelgede görüleceği üzere sayfası giderek artan bülten, gündeme bağlı olarak yerel ve ulusal düzeyde pek çok haber, yazı, şiire yer vermesi açısından olumlu görülse de; sayfa sayısının çoğu sayıda farklı oluşu; son yıllarda parasal kaygılardan dolayı bültenin iki ayda bir yayımlanışı ve reklamlara boğuluşu eleştirilebilir. Dergi yayımlamanın zorluklarını bildiğimden yirmi yıl süresince bir bültenin kesintisiz yayımlanıp ücret alınmadan dağıtılması, yurtiçi ve dışına postalanması ise kutlanacak bir olay.
İçel Sanat Kulübü’nün yirmi yıllık sürecini değerlendirdiğimizde siyasi düşünce, dünya görüşü farklılıklarının kulübe ayrı bir renk, dinamizm verdiğini görürüz. Yönetim kurulunun çalışmaları, uygulamaları kendi çıkarları için değil; kulüp ve Mersin için olmuştur her zaman. Bu ilkeli duruşun meyvelerini Mersin ve Mersinliler topluyor. Türkiye’de örnek gösterilecek illerden biri çağdaş kent Mersin. Mersin’in son yirmi yılında ise İçel Sanat Kulübü’nün imzası var.
1989 yılında İçel Sanat Kulübü’nü kuranlar bu günleri, yirmi yıl sonrasını hayal etmişler miydi? Ya da birileri onlara bu gelişmeleri söylese inanırlar mıydı acaba? Birey olmak, inanmak, toplumsal çıkar için yılmadan çalışmak, güçleri birleştirmek bence başarının sırrı.
Mersin’de yaşayanları şanslı buluyorum. Bu ekonomik kriz döneminde hiç harcama yapmadan bir gününü, gecesini, hafta sonunu değerlendirebileceği gözünün, yüreğinin ve beyninin güzelliklerle buluşacağı bir adres İçel Sanat Kulübü. Mersin ile ilgili araştırma yapanların bu önemli ve değerli kaynağa başvurmaları gerekir diye düşünüyorum.
Geleceğin çağdaş, özgür düşünceli bireylerini var etmek için Mersin’de bulunan okul yöneticileri, öğrencilerini İçel Sanat Kulübü ile buluştursa; gençler, okul dışındaki boş zamanlarında kentlilik bilinciyle erken tanışsa ne güzel olur!..
İçel Sanat Kulübü’nün 20. doğum yılını kutluyor; bu kurumun oluşması ve yaşamasında
emeği geçen dostlara yürekten teşekkür ediyorum (İçel Sanat Kulübü Bülteni, Özel Sayı, 2010 Sayı:177, Yıl: 21, Sayfa: 50-52).