Download!Download Point responsive WP Theme for FREE!

1. GELENEKSEL GÜLNAR BULUŞMASI

Sayın Valim, Değerli Konuklar, Değerli Basın,
Birinci Geleneksel Gülnar Buluşmasına hoş geldiniz. Sizleri saygı ile selamlıyorum.
Öncelikle, bu toplantıya gösterdiğiniz ilgiden çok mutlu olduğumu söylemeliyim. Yıllardır düşlediğim, özlediğim gerçekleşmesini istediğim bir tablo bu.
Bu oluşumun kısaca öyküsünü anlatmak istiyorum sizlere. İlçe sorunlarını irdelemek, çağdaş ilçe Gülnar için çözümler üretmek amacı ile Gülnarlılarla bir toplantı yapmak istemiştim. Bunu, çevredeki duyarlı insanlara söylediğimde, onların da bu düşünceme katıldığını, bana destek verdiklerini gördüm. Geçtiğimiz bahar, Gülnarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yeni yönetimi ile görüştüğümüzde aynı düşünceyi paylaştıklarını öğrendim. Bunu, bu yıl gerçekleştirmeye karar verdik. Sayın Kaymakamımız da bizi destekledi. İlçemizde Şoförler Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Ticaret Odası, Ziraat Odası, Atatürkçü Düşünce Derneği, Eğitim-Sen, Kamu-Sen ilçe temsilcileri ve Gülnar Meslek Yüksekokulu’nu Geliştirme Güçlendirme ve Dayanışma Derneği ile görüştük. Projemizi Mersin Üniversitesi Rektörü Değerli Hocam Prof .Dr. Uğur ORAL’a anlattım, çok olumlu karşıladı. Biz de güçleri birleştirerek bu buluşmayı yaşama geçirmek üzere yola çıktık. Tarih olarak da 30 Ağustos’u belirledik. Çünkü 30 Ağustos 1916, Gülnar’ın ilçe oluşunun resmen onaylandığı, ilçe kuruluş günüdür. Her yıl bu tarihte ulaşabildiğimiz Gülnarlılarla giderek genişleyen, büyüyen halkalarla, hayalini kurduğumuz Gülnar’ı var etmek için çalışmak istiyoruz.
Dilerseniz, Gülnar Hatun Anısına, diyerek başlattığımız Geleneksel Gülnar Buluşmasının Gülnar’a adı verilen yürekli yörük kızının öyküsüne kısaca değinmek istiyorum.
İşte ilçemizin adının kaynağı bu yiğit Türk kızından gelmektedir. Bir söylenceye göre, Orta Asya’da, Altay Dağları’nın batısındaki Gülnar Kahta, Konur yerleşimlerinden Horasan’ın Merv Kenti Dört Kuyu Köyü’ne göçmüştür, bir yörük obası. Başlarında Yahşi Bey ve eşi
Duru Hatun vardır. 731 yılında, ilk çocukları kız doğunca ata yurtlarına duydukları özlemden dolayı Gülnar koyarlar adını. Emeviler’in son döneminde Yahşi Bey’le bir başka yörük beyi Usman Bey Araplar’a karşı güçlerini birleştirirler, ancak her ikisi de öldürülür. Yahşi Bey’in kızı Gülnar Hatun ile nişanlısı Usman Bey’in oğlu Horasanlı Ebu Müslim, babalarının öcünü almak için güç birliği yaparak Emevilere karşı mücadele verirler. Emevi Devletinin yıkılıp Abbasi devletinin kurulmasını sağlarlar. Ancak Abbasi Halifesi Cafer Mansur Türklerin varlığını gelecek için tehlikeli gördüğünden, Horasanlı Ebu Müslim’i bir hile ile öldürtür. Bunun üzerine Gülnar Hatun hem babasının hem de nişanlısının öcünü almak ve Türk birliğini sağlamak için büyük mücadele verir. Ancak Araplar çok üstün durumdadır. Gülnar Hatun obasını İran ve Irak üzerinden Anadolu’ya getirir. Gülek Boğazı yakınlarında Halife Mensur’un casusları Gülnar Hatun’u şehit eder. Hem Horasanlı Ebu Müslim, hem de Gülnar Hatun’un art arda öldürülmesi Türk Arap düşmanlığını doruğa ulaştırmıştır. Yörükler, Göksu ırmağını geçerek, bir yanı Akdeniz’e uzanan, Zeyne ile Anamur arasındaki geniş coğrafyaya Orta Asya’daki ilk yerleşimleri, hem de Büyük Ece’nin adından dolayı Gülnar adını verdiler.
Değerli Konuklar,
Sizlere kısaca Gülnar’ın ilçe oluşunun öyküsünü de anlatmak isterim. İlçe merkezi Gilindere, şimdiki adı ile Aydıncık’tır. Bir ucu Köseçobanlı, Kuskan; diğer ucu Zeyne’ye uzanan, bu geniş coğrafyada yaşayan bölge insanı, hükümet işlerini yürütmek için Gilindere’ye gidip gelmekte zorlanmaktadır.
9 Mart 1912 tarihinde, İngiliz bandıralı bir Yunan gemisi Gilindere limanını topa tutar. Büykalan’da otlayan sürüleri alıp götürürler. Olay ilçede korku yaratır. Yetkililer, ilçe yönetimini önce Hacıbahattin Köyü’ne, 1914’te ise Şeyhömer Köyü’ne taşırlar. Durum Silifke Sancağı’na ve Adana Vilayetine bildirilir. İlçe yönetimi 1915 Mayıs ayında Bozağaç Köyü’ne getirilir. İlçe Kaymakamı görevini bırakıp İstanbul’a kaçar. Zeyne, Ovacık bucak müdürleri, köy muhtarları ve ilçe yöneticileri Bozağaç Köyü’nde toplanırlar. Toplantıya Müftü Vekili Müderris Mustafa Fevzi (Kırıt) Hoca başkanlık eder. Memurların en yaşlısı, Tapu Memuru Mehmet Tevfik Teoman, Kaymakam vekili seçilir. Gülnar ve Gülnarlı için ayrı bir önem ve değer taşımaktadır. Yazı İşleri Müdürü Ahmet Şevki Göklevent, Mal Müdürü Vekili Gilindire Medresesi Müderrisi Mustafa Fevzi (Kırıt) Hoca’dır. İlçe yönetiminin, eski adıyla Hanaypazarı olan şimdiki Gülnar’a getirilmesine karar verilir. 27 Mayıs 1916 tarihinde ilçe yöneticileri Hanaypazarı’na gelirler. 30 Ağustos 1916’da Silifke’den, 16 Kasım’da da Adana vilayetinden ilçenin burada kurulması için olur emri gelir.
İlçemizin kuruluş gününün, ulusal kurtuluş savaşımızın en önemli son noktası olan Başkumandanlık Meydan Savaşı’nın kazanıldığı 30 Ağustos tarihine denk düşmesi de çok önemlidir.
Gülnar, Torosların tepesinde, güzel havası sağlıklı suyu ile şirin bir ilçe. Burada yaşayanlar büyük yabancılaşmayı henüz tanımıyor. Geleneksel insan ilişkileri en doğal, en sıcak biçimiyle yaşanır burada. Yalansız, katışıksız. Toprakları çok verimli olmadığından Gülnarlı kurtuluşu okumada bulmuştur. Mersin’in ilçeleri içinde okuma yazma oranı özellikle yükseköğrenim yapma oranı en fazla olanı burasıdır. Çevrede gördüğümüz gösterişsiz, basit evlerde, yaşayanların her birinin en az iki tane üniversite mezunu çocuğu vardır. Ama, yaşam koşulları, Gülnar’da iş olanaklarının sınırlı oluşu, insanları başka yerlerde yaşamaya zorlamıştır. Bu nedenle Gülnar, Mersin’in ilçeleri içinde en çok göç veren bir yerleşim durumuna gelmiştir. 1200’lü yıllardan beri tarih sahnesinde görülen Gülnar’ın yetiştirdiği değerleri ile iletişimi kopmuş, ilçede yaşayanlarla, dışarıda yaşayan Gülnarlılar yabancılaşmıştır.
Doğup büyüdüğü, çocukluk anılarının geçtiği ilçesine, izin dönemlerinde eşi ve çocukları ile gelmek özlem gidermek isteyenler, önce eş ve çocuklarından tepki almaktadırlar. “Orada ben, biz nasıl zaman geçiririz, gitmeyelim,” ya da “Çok az kalıp dönelim,” gibi. Bunları duyan, Gülnar’da yaşayan büyükler de, “ Beğenmiyorlarsa gelmesinler,” diyerek sitemlerini dile getirmektedirler.
İlçeye atanan memurlar, “Mersin’in bir ilçesi, denize 30 km. o halde iyi bir yerdir,” diyerek geliyorlar. Ancak geldikleri an düş kırıklığına uğruyorlar. Onlar, beklediklerini bulamadıkları için haklılar. İstedikleri, çağdaş, bakımlı bir ilçede görev yapmak, fazla bir şey değil.
“Beğenmiyorsanız gidin!” mantığından kurtulup hemen, burasının herkesin zevkle yaşamak ve çalışmak istediği şirin, bakımlı bir ilçe olması için çalışmalar yapmalıyız. Gülnar artık bir sürgün yeri olmaktan kurtarılmalı.
Değerli konuklar, Atatürk’ün başlattığı bağımsızlık savaşında Kuvva-yı Milliye Teşkilatı’nın oluştuğu, Mut ve Anamur’dan sonra Mersin’in 3. ilçesidir Gülnar. Ulusal Kurtuluş Savaşı’na yürekten katkı sağlayan, Delibaş isyanın bastırılması için çalışan Gülnar halkı, 23 Nisan 1920’de açılan I. Büyük Millet Meclisi’ne milletvekili göndermiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra da, Atatürk’ün başlattığı tüm devrimleri hemen benimsemiş, ülkemizin çağdaşlaşması için çaba harcamıştır. Cumhuriyet tarihimizde de çoğu kez TBMM’ne temsilci göndermiş, hatta bazen bir dönemde iki tane gönderme şansını yakalamıştır. Ancak, ne yazık ki ilçe halkının beklediği olumlu gelişmeler Gülnar’a yeterince yansıtılamamıştır. Ülkemizde yıllardır süren kısır politik çekişmelerden en çok zarar gören yerlerden biri de Gülnar olmuştur.
Otuz yıldır Gülnar’da yaşıyorum. Geldiğim yıllarda Erdemli, Anamur, Mut, Gülnar’dan daha gelişmiş değillerdi. Bu ilçelerin geçen zaman içinde nasıl daha bakımlı, daha gelişmiş bir konuma geldiğini hepimiz görüyoruz. Neden Gülnar da onlar gibi olmasın? Yukarıda saydığım güzel özelliklerine karşın geri kalmasına izin verilsin, göz yumulsun.

Değerli konuklar, yaklaşık yedi yıldır sürdürdüğüm, Gülnar’la ilgili kitap çalışması sırasında, pek çok bilgiye ulaştım, bu toprakların 18 profesör yanında, sayısız aydın yetiştirdiğini öğrendim. Ama halkımızın onlardan haberi yok. Bu değerli insanların çoğunun da Gülnar’la bağları kopmuş durumda.
İşte, bu yıldan başlayarak her yıl 30 Ağustos’ta Gülnar’da toplanıp kaynaşmak, ilçemizin geleceğini konuşup tartışmak düşüncesindeyiz.
Güçleri birleştirince özellikle, ekonomik güç birliği yapınca, pek çok sorun çözülebilir. Ülkemizin dört köşesinde sayısız Gülnarlı çalışmakta, önemli mevkilerde görev yapmakta. Kiminin ekonomik gücü, kiminin bilgi birikimi, kiminin kamu kurum ve kuruluşlarındaki konumu birleştirilince, bu ilçede çeşitli yatırımlar gerçekleşebilir. İşsizlik azalır. Gülnar, insanların kaçmak, uzaklaşmak istediği bir yer olmaktan çıkar.
Değerli konuklar, bilgi çağındayız. Bilgi ve eğitim, başarının temel anahtarıdır. Yüksekokulumuz, ilçemiz için eğitim alanındaki en önemli yatırımlardan biridir. Yüksekokulun açıldığı yıllarla bu günleri karşılaştırdığımızda ilçemizin sosyal, kültürel, ekonomik yönden kazanımlarını göz ardı edemeyiz. Bu eğitim kurumunun açılması, Mersin’in diğer ilçelerine göre daha büyük ve görkemli yapıya kavuşması için emeği geçen, çaba harcayan, herkese teşekkür ediyoruz. Şimdi de öğrenci yurdumuz tamamlanıyor.
Yüksekokulumuzda mobilya dekorasyon ve halı kilim programları, üretime dayalı olduğu için ilçe ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Mobilya dekorasyon programında üretilen özgün çakışmalar, halkımızın beğeni, öneri ve istekleri doğrultusunda, onların ilk elden kaliteli ve ekonomik mobilyaya ulaşmasını sağlayacaktır.
Halı kilim programı öğretim elemanımız ve teknisyenimiz yaz tatili boyunca halkımıza ücretsiz halı dokuma kursu verdi. Bugün halı sergimizi açacağız. Sizlerin beğenisine sunacağız bu özgün çalışmaları, eğer pazar bulabilirsek; yöre halkının halı dokuma işini benimseyeceğini, ilçe ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Gelecek yıl, kilim dokuma kursu da açacağız. Böylece unutulmaya yüz tutan kilim dokumacılığını yöre halkına yeniden benimsetmeyi hedefliyoruz.
Yüksekokulumuza yeni programlar açılması, nitelikli bir eğitim sunulması Gülnar’ın çehresini daha da değiştirecektir.
Değerli konuklar, konuşmamın başında da belirttiğim gibi, yaşamımın en mutlu günlerinden birini sizlerle paylaşıyorum. Düşüncemiz, dünya görüşümüz ne olursa olsun, çağdaş ilçe Gülnar’ı oluşturmak için el ele verelim artık ayrışma değil, birleşme zamanıdır.
Bu güzel duygularla sizleri saygıyla selamlıyorum.

29 AĞUSTOS 2002 tarihinde ME Ü Gülnar Meslek Yüksekokulu Çok Amaçlı Salonunda yapılan etkinlikteki açış konuşması metni.

.

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir